Ekonomi

ABD başkanlığı için yarışan Trump ve Harris, ekonomide seçmene farklı reçeteler sunuyor

ABD'de başkanlık için yarışacak Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ile Demokratların adayı Kamala Harris, ekonomi politikalarında farklı vizyonlarıyla dikkat çekiyor.

ABD'de 5 Kasım'da gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerine bir aydan az süre kaldı.

Enflasyondaki yavaşlamaya karşın yüksek yaşam maliyetleriyle mücadele etmeye devam eden Amerikalı seçmenler, Trump ve Harris'in ekonomi vaatlerine odaklandı. Trump ve Harris, temelde tüketici fiyatlarını düşürmeye odaklanırken seçmene farklı reçeteler sunuyor.

ABD'nin eski başkanı ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı Trump, başkanlık koltuğuna ikinci kez oturması halinde, yeni tarifeler uygulamayı, vergi indirimlerine gitmeyi ve fosil yakıt üretimini artırmayı hedefliyor.

Trump, "adil ticaret, vergi kesintileri, regülasyonların azaltılması ve enerji bolluğunun birleşiminin" ABD'de daha fazla malın daha iyi ve daha ucuza üretilmesini sağlayacağını savunuyor.

ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların adayı Harris ise orta sınıf Amerikalılar için maliyetler ile vergilerin azaltılması gibi genel olarak Biden yönetiminin devamı niteliği taşıyan politikalar izlemeyi planlıyor.

Amerikalılar için maliyetleri düşürmek, Harris'in ekonomi politikalarının en önemli önceliklerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda, market ürünleri ile reçeteli ilaçların maliyetinin düşürülmesi, uygun fiyatlı konutların artması ve orta sınıf için vergilerin azaltılması öngörülüyor.

Trump ve Harris, ticaret, vergiler, enerji ve ABD Merkez Bankasının (Fed) bağımsızlığı gibi önemli konularda benimsedikleri görüşlerde ayrışıyor.

Ticaret ve tarifeler

"Önce Amerika" yaklaşımıyla bilinen Trump, ABD'nin çıkarlarını desteklemek için ticarette korumacı bir duruş sergilemeye devam ediyor. Başkan olduğu 2018'de Çin'den ithal edilen ürünlere tarife uygulayan ve ABD'nin müttefikleri de dahil diğer ülkelerden ithal edilen çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergileri getiren Trump, başkanlık koltuğuna ikinci kez oturması halinde ek tarifeler uygulayacağının sinyalini veriyor.

Trump, ikinci kez göreve gelmesi durumunda Çin menşeli mallara yüzde 60, diğer ülkelerden ithal edilen mallara ise yüzde 10 ila 20 gümrük vergisi uygulamayı planlıyor.

Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesi halinde Çin'in yanı sıra Avrupa Birliği (AB) ile de ticari gerilimlerin artma riski bulunuyor. Alüminyum ve çelik tarifeleri ile Dijital Hizmet Vergisi, Trump'ın göreve gelmesi durumunda Avrupa ile yeniden alevlenebilecek ticari anlaşmazlıklar olarak öne çıkıyor.

Ekonomistler ticaretteki korumacı politikalarının enflasyonu artıracağı uyarısında bulunmasına karşın Trump, "akıllı tarifelerin" enflasyona neden olmaktan ziyade enflasyonla mücadele edeceği görüşünde.

Harris'in ise küresel ticaretle ilgili konularda bugüne kadar nispeten daha sessiz kaldığı dikkati çekiyor.

Harris'in Trump'ın Çin'e uyguladığı tarifelerin çoğunu sürdürürken, kritik endüstrilerdeki yerli üretimi desteklemek amacıyla bu ülkeden ithal edilen çelik ve alüminyum, kritik mineraller ve güneş pilleri gibi ürünlere yönelik gümrük vergilerini artıran ve bazı müttefiklerle çelik ve alüminyum gibi konulardaki anlaşmazlıkları müzakereye açan Biden'ın ticaret politikalarını sürdürmesi bekleniyor.

Kurumsal ve bireysel vergiler

Hem Trump hem de Harris vergileri düşüreceklerini söylerken, son derece farklı vergi planları sunuyor.

İki adayın, hizmet sektöründe çalışanların bahşişleri üzerindeki vergileri kaldırma dışında aynı görüşü benimsediği bir konunun pek olmadığı görülüyor.

Trump, 2017 tarihli Vergi Kesintileri ve İstihdam Yasası'nın gelecek yıl süresi dolacak hükümlerini kalıcı olarak uzatmak isterken, ek vergi indirimleri uygulanması çağrısında bulunuyor.

Mevcut yasaya göre, sosyal güvenlik yardımları alan kişilerin yardımlarının yüzde 50-85'i üzerinden vergi ödemeleri gerekiyor ve düşük gelirli emekliler yüksek gelirli emeklilere göre daha düşük bir pay üzerinden vergi ödüyor. Trump, tüm bireyler için Sosyal Güvenlik yardımları üzerindeki vergileri de ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Ayrıca Trump, yeniden seçilmesi halinde federal kurumlar vergisi oranını yüzde 21'den 15'e düşürmeyi planlıyor.

Araç kredilerindeki faizin de vergilerden düşülmesine izin vereceği vaadinde bulunan Trump, bunun yerli otomobil üretimini teşvik edeceğini düşünüyor. Trump, çifte vergilendirmeyi sona erdirmek için yurt dışında yaşayan Amerikan vatandaşlarına da vergi indirimi sözü veriyor.

Harris ise düşük ve orta gelirli hanelerin vergi yükünü azaltırken, bunun maliyetlerini kısmen telafi etmek için kurumlar vergisini artırmayı hedefliyor.

Bu kapsamda Harris'in Biden döneminde olduğu gibi yıllık geliri 400 bin doların altında olan haneler için vergi artışlarını önleme politikasını izlemeye devam etmesi bekleniyor.

Çocuklu ailelere yönelik vergi indirimlerini genişletmeyi planlayan Harris, söz konusu vergi indirimini 5 yaş ve altı çocukları olan aileler için 3 bin 600 dolara ve 5 yaşından büyük çocukları olan aileler için 3 bin dolara yükseltmeyi öngörüyor. Ayrıca, yeni doğan çocuğu olan ailelere yönelik vergi indiriminin de 6 bin dolara kadar çıkarılması amaçlanıyor.

Konut maliyetlerini düşürmeye yönelik yeni vergi düzenlemelerini de hayata geçirmeyi planlayan Harris, ilk kez ev sahibi olacaklara satılacak evler inşa eden müteahhitlere vergi teşviki ve ilk kez ev sahibi olacaklara 25 bin dolara kadar peşinat yardımı sağlanması vaadinde bulunuyor. Ayrıca Harris, uygun fiyatlı kiralık konut inşa eden işletmeler için mevcut vergi teşvikinin genişletilmesini öngörüyor.

Harris, federal kurumlar vergisi oranını ise yüzde 21'den 28'e çıkarmayı hedefliyor.

Enerji ve çevre

İklim krizini inkar eden söylemleriyle dikkati çeken Trump, yeniden başkan olması durumunda, "iklim konusunda şimdiye kadar atılmış en büyük adım" olarak nitelendirilen Biden yönetiminin "Enflasyonu Düşürme Yasası" kapsamındaki harcanmamış fonları iptal edeceğini belirtiyor.

Biden yönetiminin iklim değişikliğiyle mücadele politikalarını "yeşil yeni bir aldatmaca" olarak değerlendiren Trump'ın petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıt endüstrisine olan desteği dikkati çekiyor. Temiz enerji politikalarının çoğuna karşı çıkan Trump, düzenlemeler ve uluslararası anlaşmaların ise enerji üretimini engellediğini ve enflasyonu artırdığı kanaatinde.

Trump yeniden seçilmesi halinde başkan olduğu dönemde olduğu gibi ABD'yi Paris İklim Anlaşması'ndan çekmeyi planlıyor.

Harris'in enerji ve çevre politikalarında da Biden yönetiminde izlenen politikaları sürdürmesi bekleniyor. Harris, ABD'nin yabancı petrole olan bağımlılığını azaltmak için "çeşitli enerji kaynaklarına" yatırım yapılması gerektiğini savunuyor.

Ayrıca, Harris Paris Anlaşması'nı iklim değişikliğini ele almak için çok önemli olarak nitelendiriyor.

Fed'in bağımsızlığı

Trump, ABD başkanının Fed'in para politikası kararlarında "söz sahibi" olması gerektiğini düşünüyor.

Mevcut Fed Başkanı Jerome Powell'ı Kasım 2017'de bankanın başkanlığına aday gösteren Trump, Powell'ı para politikası kararlarından dolayı eleştiriyor.

Trump, enflasyonu düşürmenin faiz oranlarını artırmadan başka yolları olduğunu ve genel olarak faiz oranlarının düşürülmesini savunuyor.

Yeniden başkan olması halinde Trump'ın, Powell'ın 2026'ya kadar sürecek başkanlık görevini tamamlamasına izin vermesi bekleniyor.

Harris ise Fed'in bağımsızlığına saygı duyduğunu belirtiyor.

Kamala Harris, başkan seçilmesi durumunda Fed'in aldığı kararlara "asla karışmayacağının" sözünü veriyor.