
Avrupa ve Orta Doğu'da sahip olduğu mülkler imparatorluğu, 1997 yılında Paris'te meydana gelen ve büyük oğlu Dodi ile Galler Prensesi Diana'nın ölümüne yol açan trafik kazasının gölgesinde kalan Mısırlı iş insanı Mohamed Al Fayed 30 Ağustos Çarşamba günü hayatını kaybetti.
The Crown’un beşinci sezonunda anlatılan Mohamed Al-Fayed’in gerçek hikayesiÖlümü, Al Fayed'in eski sahibi olduğu İngiltere'deki Fulham Futbol Kulübü tarafından dün yapılan bir açıklamayla doğrulandı. Açıklamada nerede öldüğü belirtilmedi. Mütevazı kökenlerden efsanevi zenginliklere yükselen bir ailenin lideri olan Al Fayed, Paris'teki saray gibi Ritz Oteli ve 25 yıl boyunca Londra'nın ünlü perakende mağazası Harrods da dahil olmak üzere petrol, denizcilik, bankacılık ve emlak alanlarında büyük işletmeleri kontrol ediyordu. Forbes bu yıl Al Fay'in net servetini 2 milyar dolar olarak tahmin ederek dünyada bin 516. sıraya yerleştirdi.

Dünya vatandaşıydı
Al Fayed bir anlamda dünya vatandaşıydı. Londra, Paris, New York, Cenevre, St Tropez ve diğer yerlerde evleri; İtalya'nın Cenova kentinde ve Kahire'de 40 gemilik bir filosu; Basra Körfezi'nden Kuzey Afrika'ya, Avrupa'ya ve Amerika'ya uzanan işleri vardı. Mısır vatandaşlığına sahipti ama nadiren ülkesine dönüyordu. Al Fayed çoğunlukla İngiltere'de yaşadı ve çalıştı. Burada yarım yüzyıl boyunca, hala eski dostluk ağlarıyla örülü bir toplumda küçümsenen bir yabancı oldu. Mülk edinimi ve Parlamento üyelerini etkileme girişimleri nedeniyle hükümetle ve iş dünyasındaki rakipleriyle defalarca çatıştı. İngiliz vatandaşlığı için bir kampanya yürüttü ancak başvuruları defalarca reddedildi.
Al Fayed 1995 yılında The New York Times'a verdiği demeçte "Bu sömürgeci, emperyal bir fantezi. Mısır'ın daha önce olduğu gibi bir sömürgeden gelen herkes, kendisinin bir hiç olduğunu düşünür. Siz de onlardan daha iyi olduğunuzu kanıtlarsınız. Şehirde konuşulan şeyler yaparsınız. Ve şöyle düşünürler: 'O nasıl yapabilir? O sadece bir Mısırlı" ifadelerini kullandı.Bir İngiliz aristokratının ziynetlerinden zevk alıyordu. İskoçya'da bir şato satın aldı ve zaman zaman kilt giydi. Popüler bir İngiliz futbol kulübünü satın aldı, Muhafazakar başbakanları ve Parlamento üyelerini yetiştirdi. Windsor'daki Kraliyet at gösterisine sponsor oldu ve 150 yıldır İngiliz düzenini alaya alan can çekişen hiciv dergisi Punch'ı kurtarmak için başarısız bir şekilde çalıştı.

Eski kralın evini kiraladı
1985'te Harrods'ı devralması birçok Britanyalının gözünde Big Ben'i satın almaya benzeyen bir küstahlık gibi görüldü. Bir yıl sonra Al Fayed, İngiliz mirasının tacındaki bir mücevheri güvence altına alırcasına, İngiltere'nin eski Kralı 8. Edward ve 1936'da uğruna tahtından feragat ettiği boşanmış Amerikalı Wallis Warfield Simpson'ın evi olan Paris'teki 19. yüzyıldan kalma villa için 50 yıllık bir kira sözleşmesi imzaladı.
Prenses Diana ve Dodi'nin ilişkisi
Ancak Al Fayed'in bir İngiliz hayranı olarak zaferi, Dodi olarak bilinen en büyük oğlu Emad ile Prens Charles'tan (şimdiki Kral 3. Charles) kısa süre önce boşanmış ve kraliyet ailesine yabancılaşmış olan Galler Prensesi arasında yaşanan aşk oldu. Her şey 1997 yazında Al Fayed'in Diana ve oğullarını Fransız Rivierası'ndaki evinde ve yatlarından birinde vakit geçirmeye davet etmesiyle başladı. Dodi de oradaydı.
Dodi, lüks partiler veren, filmleri finanse eden, güzel kadınlarla çıkan ve bir zamanlar kısa bir evlilik yapmış olan kötü şöhretli bir playboydu. Diana ile daha önce tanışmışlardı ancak anlatanlara göre Akdeniz gezisinde birbirlerine aşık olmuşlardı. Aşkları filizlendikçe, İngiliz basını saldırıya geçti. Paparazziler gittikleri her yerde çiftin peşine düştü.
Diana ve Dodi'yi taşıyan ve Fayed'in o an sarhoş olduğu öğrenilen güvenlik görevlisi Henri Paul'un kullandığı Mercedes-Benz, 31 Ağustos 1997'nin erken saatlerde peşindeki paparazzilerden kaçmak için yüksek hızda giderken Paris'teki bir tünelde beton bir direğe kafa kafaya çarptı. Üçü de hayatını kaybetti.
Kazanın nedeni ve ilişkinin sonuçları üzerine tartışmalar patlak verdi. Bazı magazin dergileri bir göçmenin prenses için uygun olmayan bir talip olduğunu öne sürdü. Ancak arkadaşları çiftin evlenmeyi planladığını ve Fayed ailesinin Diana ve oğullarına, İngiltere kraliyet ailesinin boşanmanın ardından Diana'yı dışlama biçimiyle tezat oluşturan bir sıcaklık sunduğunu söyledi.

"Birlikte olmalarını istemeyen kişiler tarafından öldürüldüler"
Söylentiler ve komplo teorileri havada uçuşurken Al Fayed, ikilinin "Diana ve Dodi'nin birlikte olmasını istemeyen kişiler" tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Evlenmek üzere nişanlandıklarını söyledi ve kazadan bir saat önce kendisini arayarak hamile olduğunu söylediğini iddia etti. Buckingham Sarayı ve prensesin ailesi onun sözlerini kötü niyetli bir fantezi olarak kınadı.
İkilinin ölümü kitaplara, makalelere ve komplo teorilerinin araştırılmasına yol açarken, kraliyet ailesinin mesafeli tavrına içerleyen ve yas tutan Britanyalılar arasında bir vicdan muhasebesi dönemine neden oldu. 2006 yılında İngiliz polisi ölümlerinin sadece bir kaza olduğuna karar verdi. 2008'de bir İngiliz istihbarat servisleri tüm komplo teorilerini reddetti. Ölümleri şoförün ve peşlerindeki paparazzilerin ağır ihmaline bağlandı. Ayrıca bir Fransız patoloğun Diana'nın hamile olmadığını tespit ettiği açıklandı.
Al Fayed kararı önyargılı olarak nitelendirdi ancak kendisi ve avukatları konuyu daha fazla takip etmedi. İngiliz ITV News kanalına verdiği demeçte "Yeter artık. İntikamımı almak için bunu Tanrı'ya bırakıyorum" dedi. Mohamed Al Fayed, 27 Ocak 1929'da Mısır'ın İskenderiye kentinde, ilkokul öğretmeni Aly Aly Fayed'in beş çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Çocukluğuna dair ayrıntılar pek bilinmiyor.
Tüccar bir ailede büyüdüğüne dair anlattıkları İngiliz müfettişler tarafından dikkate alınmadı. Dikiş makineleri satmış ve iki küçük kardeşi Ali ve Salah ile birlikte gemicilik işine girdi. 1950'lerin başında Adnan Kaşıkçı kardeşleri Suudi Arabistan'a Mısır mobilyaları ihraç eden bir girişimde bir araya getirdi. 1954 yılında Al Fayed, Kaşıkçı'nın kız kardeşi Samira ile evlendi. Dodi onların tek çocuğuydu. 1956'da boşandılar. 1985 yılında Finli Heini Wathén ile evlendi. Hepsi İngiltere'de doğan dört çocukları oldu: Jasmine, Karim, Camilla ve Omar.