Dolar mı? Altın mı?

Sektörde geçen 8 yılımda geriye dönüp baktığımda bana gelen soruların çok büyük kısmı dolar mı yoksa altın mı şeklinde olmuştur. Bu soruları soranların ortak özelliği kısa süreli trade etmek yerine piyasaya uzun vadeli bakıp en azından paralarının değerini koruma iç güdüsüyle davranmalarıdır.

TÜİK verilerine göre Temmuz 2021 ile Temmuz 2022 arasında oluşan enflasyon %79.6 seviyesinde gerçekleşti. Yani geçen yılın Temmuz ayında 100 TL’ye alınan bir mal ve hizmet sepetini geçtiğimiz ay 179,6 TL’ye alabilmişiz. Bu enflasyon oranı kimine göre doğru, kimine göre çok yanlış. Burada bu konuya girmeyeceğiz. Enflasyonun %79.6 artış gösterdiği süreçte TL varlıklar nasıl bir performans izlemiş ona bakalım. Burada ay sonu kapanış fiyatlarını baz alacağımızın da altını çizelim.

Geçen yılın Temmuz ayını 8.44 seviyesinden kapatan dolar kuru geçen ay 17.89 seviyesinden kapanış göstermiş. Gram altın ise aynı dönemlerde 492 TL seviyesinden 1016 TL seviyesine yükselmiş. Bist100 tarafında ise endeks bazında 1392 seviyelerinden 2592 seviyelerine ulaşıldığını görmekteyiz. Kısacası, enflasyonun %79.6 artış gösterdiği süreçte dolar kuru %112, gram altın %107, Bist100 ise %86 artış göstermiş. Bu açıdan baktığımızda parasını USD veya gram altın olarak değerlendirenler enflasyonun üzerinde iyi bir getiri sağlarken, Bist100 endeksi ise sınırlı bir pozitif getiri sağlamış.

Peki bundan sonra ne olacak sorularını duyar gibiyim. İçerisinde bulunduğumuz küresel ve yurtiçi sürecin kolay kolay pozitife dönmesini beklemiyorum. Küresel bazdaki yüksek enflasyon & yüksek faiz dengesi devam edecektir. Özellikle USD faizinin yükselmesi, dış borcu bulunan bizim gibi ülkeler için sıkıntı ifade ediyor. Bundandır ki dolar kur her 15-20 krş aşağı geldiğinde anında düştüğü yere geri çıkıyor. USD borcu olanların bu kısa düşüşleri bile havada kaptığı bir dönemdeyiz.

İç tarafta da dönüp dolaşıp aynı şeyleri konuşmaya devam ediyoruz. Yurtdışındaki yüksek enflasyon & yüksek faiz dengesinin bizdeki karşılığı yüksek enflasyon & düşük faiz olarak çıkıyor. Hal böyle olunca da TL kırılganlık yaşıyor. Dış ticarette yaşadığımız problemler de TL için negatif etki yapan önemli bir unsur. Evet ihracat tarafında büyüme devam ediyor. Temmuz’da ihracat tarafında %13.4 oranında bir artış var. Fakat karşılığında ithalatta ise %40.8 artış yaşadı. İhracat artıyor fakat ithalat daha fazla artıyor. Durum böyle olunca da dış ticaret yılın ilk 7 ayında 62 milyar dolar oldu. Bu açığın kapatılması USD talebini doğuracağı için kısır döngünün devam ettiğini görmekteyiz.

Gelelim yazımızın başlığındaki klasikleşen soruya. Dolar mı? Altın mı? Bu soruya borsayı da ekleyebilirdim fakat hisse senedi bazlı çok farklı hikayeler ve senaryolar olduğu için onu kenarda tutacağım.

Yanılmayı çok isterim fakat yukarıda anlattığım tüm gelişmeler neticesinde TL açısından işlerin mevcut konjonktürde kolay kolay pozitife döneceğini düşünmüyorum. Bu nedenle hem dolar kuru hem gram altında TL kaynaklı olarak yukarı yönde potansiyelin henüz bittiğini düşünmüyorum. Dolar kurunun 18, gram altının 1040 seviyelerine geldiği bu süreçte gelebilecek kar satışları/düzeltmeler hiç anormal olmayacaktır. Fakat buradaki düşüşlerin fırsat vereceğini düşünüyorum. Dolar kuruna dönem dönem gelen müdahaleler ve oluşan yataylık nedeniyle gram altının bir adım daha öne çıkarak cazip bir enstrüman olmasını bekliyorum. Tek bir seviyeden tüm kurşunları atmak yerine geri çekilmeler geldikçe kademeli işlem yapılması daha sağlıklı olacaktır.

Exit mobile version