Avrupa, küresel salgın, enflasyon ve savaşla karşı karşıya kaldığı 5 zorlu yılın ardından seçime gitmeye hazırlanırken, aşırı sağcı partilerin Avrupa Parlamentosunda (AP) sandalye sayısını artırması bekleniyor.
Avrupa Birliği'ne (AB) üye 27 ülkedeki yaklaşık 400 milyon seçmen, 6-9 Haziran'da sandığa gidecek.
Seçimde, gelecek 5 yıllık dönem için AB'nin yasalarını yapacak ve bütçesini onaylayacak kurumun üyeleri belirlenecek.
AP'yle birlikte, onunla yasama yetkisini paylaşan karar alma organı AB Konseyi ve AB'nin yürütme organı Komisyonun da üyeleri değişecek.
Her ülkenin nüfusu oranında milletvekili çıkardığı seçimlerde bu kez ilk defa 705 yerine 720 milletvekili seçilecek.
Bazı ülkelerde oy verme yaşının düşürülmesi nedeniyle 18 yaşından küçük seçmenler de ilk kez oy verecek. Almanya, Avusturya, Belçika, Malta'da 16, Yunanistan'da 17 yaşındakiler ilk defa AB'nin geleceğinde söz sahibi olacak.
Avrupa İstatistik Ofisinin (Eurostat) verilerine göre Almanya'da 5,1 milyon, Fransa'da 4 milyon ve İtalya'da 2,8 milyon kişi ilk kez oy verecek.
AP tarafından 27 ülkede Aralık 2023'te yapılan "Eurobarometer" anketine göre, halkın yüzde 57'si seçimlere ilgi duyuyor. Geri kalan kesim, oylarının bir şeyi değiştirmeyeceğine inanıyor ya da genel olarak siyasete güvenmiyor. Yine de Avrupalıların yüzde 68'i seçimde oy kullanabileceğini belirtiyor.
7 siyasi grup
Halihazırda AP'de büyükten küçüğe Avrupa Halk Partisi (EPP), Sosyalistler ve Demokratlar (S&D), Avrupa'yı Yenile (Renew Europe), Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı, Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR), Kimlik ve Demokrasi (ID) ve Sol olmak üzere 7 grup ile bağımsız vekiller bulunuyor.
AP'deki en büyük siyasi oluşum, merkez sağ eğilimli, Hristiyan Demokratlar olarak bilinen EPP. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile AP Başkanı Roberta Metsola'nın da üyesi olduğu grup, 177 sandalye sayısına sahip.
İkinci en büyük grup merkez sol eğilimli S&D'nin, 139 milletvekili bulunuyor. İspanyol siyasetçiler AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, S&D grubuna mensup.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in üyesi olduğu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un girişimiyle kurulan liberal çizgideki Renew'ün 102 sandalyesi bulunuyor.
İklim, çevre ve göçmen hakları gibi konularda ön planda olan Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı, AP'de 72 üyeyle temsil ediliyor.
AP'deki muhafazakar partilerin oluşturduğu, İtalya Başbakanı aşırı sağcı lider Giorgia Meloni'nin başkanlığındaki ECR'nin 68 sandalyesi mevcut.
Üye ülkelerden 9 partinin bir araya gelerek oluşturduğu aşırı sağ eğilimli parti ID, 59 milletvekiline sahip. Grubun içinde Hollanda'da Geert Wilders liderliğindeki PVV, Fransa'da Marine Le Pen'in partisi RN, Almanya'daki aşırı sağcı AfD, Avusturya'daki FPÖ, İtalya'da Matteo Salvini'nin partisi Lega, Belçika'daki aşırı sağcı Vlaams Belang da bulunuyor.
AP'deki en küçük grubu ise 37 milletvekiliyle Sol grup oluşturuyor. Filistinlilerin hakları konusunda en yüksek sesli desteği veren Mick Wallace, Clare Daly, Manu Pineda ve Marc Botenga gibi milletvekilleri Sol grup mensubu.
AP'de 50 bağımsız üye bulunuyor.
Aşırı sağın sandalye sayısını artıracağına kesin gözle bakılıyor
Seçimlerle ilgili merak edilen konuların başında, Avrupa'da aşırı sağcı partilerin son yıllardaki yükselişinin AP'ye nasıl yansıyacağı geliyor.
Genç seçmen sayısının artmasının, özellikle sosyal medya üzerinden bu kesime hitap eden söz konusu partilerin daha fazla sandalye elde etmesinde etkili olacağı düşünülüyor.
Ipsos araştırma şirketinin 19 Mart'ta yayınlanan anketine göre, en fazla artışı ID grup şemsiyesinde toplanan aşırı sağcı partiler yakalayacak. ID'nin milletvekili sayısı 22 artarak 59'dan 81'e çıkacak.
Yeşiller ve Renew 17'şer sandalye kaybedecek. ID Grubu, 4'üncü büyük siyasi güç haline gelecek.
EPP ve S&D'nin sandalye sayısında radikal değişiklik beklenmezken, ECR 8 sandalye kazansa da ID'nin gerisinde kalacak. Sol grup ise 5 milletvekili ekleyerek, en küçük parti olmaya devam edecek.
Avrupa genelinde seçimleri izleyen "Europe Elects" adlı kuruluşun 29 Şubat'ta yaptığı araştırmada da ID'nin sandalye sayısını 82'ye çıkaracağı öngörüldü.
"Europe Elects" araştırması, ayrıca, Avrupa genelinde Yeşiller'in ciddi oy kaybı yaşayacağını, AP seçimlerinden sonra milletvekili sayılarının 52'ye düşebileceğini ortaya koydu. Aynı şekilde Renew grubunun da oy kaybederek milletvekili sayısının 87'ye düşebileceği belirtildi.
EPP'nin AB içindeki ana siyasi aktör rolünü koruyarak 184 milletvekili çıkaracağı, sosyalist S&D grubunun da 20 kadar sandalye kaybetse de ikinci konumunu koruyacağı tahmin edildi.
Merkezi Brüksel’de bulunan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) isimli düşünce kuruluşu tarafından kaleme alınan 24 Ocak tarihli rapora göre, Belçika, Avusturya, Fransa ve Hollanda'nın da aralarında bulunduğu 9 üye ülkede sağcı partiler sandıktan zaferle çıkabilir. Diğer 9 üye ülkede ise bu partiler, yarışı ikinci ya da üçüncü sırada tamamlayabilir.
Buna göre, aşırı sağın yükselmesiyle Hristiyan demokratlar, muhafazakarlar ve aşırı sağdan oluşan bir koalisyon, ilk defa AP'de çoğunluğu elde edebilir ve AB politikasına yön verebilir.
ECFR'nin tahminleri, ID'nin sandalye sayısının 98'e, ECR'nin 85'e çıkacağı, buna karşın liberal Renew'ün 86'ya, Yeşiller'in 61'e düşeceği yönünde. S&D'nin 131'e düşse de ikinci grup olmaya devam ederken, Hristiyan Demokratların grubu EPP 178 milletvekiliyle konumunu koruyacak.
Ortak tahminlere göre aşırı sağa verilen destek artsa da seçimler, AP'nin ana aritmetiğini değiştirmeyecek.
Seçmenin oyunu ekonomi belirleyecek
Hem AP'nin kendi anketi "Eurobarometer" hem de Ipsos şirketi tarafından yapılan ankete göre, haziran ayında seçmenin oyunu büyük ölçüde ekonomik durum belirleyecek.
Ekonomik zorluklar ve hayat standartlarındaki düşüş, Ukrayna'daki savaş, göç krizi ve iklim gibi başlıklar ise oy kullanırken ikincil derecede önem taşıyacak.
Eurobarometer'e göre, Avrupalıların yüzde 47'si hayat standartlarının geçen sene düştüğünü, yüzde 37'si faturalarını ödemekte zorlandıklarını ifade etmişti. Yüzde 73'lük kesim ise yaşam maliyetinin 2024'te daha da artarak standartlarının düşmeye devam edeceğini bildirmişti.