Bakan Kacır, Türkiye'nin ilk insanlı uzay yolculuğunun da gerçekleştiği sefer kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) giden astronotlar Alper Gezeravcı, Michael Lopez-Alegria, Walter Villadei ve Marcus Wandt'dan oluşan Axiom Mission 3 (Ax-3) ekibiyle ODTÜ'de düzenlenen "Ax-3 Uzay Misyonu Mürettebatı Karşılama Töreni'ne katıldı.
Kacır, Gezeravcı'nın yeryüzüne dönüşünden itibaren 63'üncü etkinliği gerçekleştirdiğini ve 37 şehirde gençlerle, öğrencilerle buluştuğunu söyledi.
Türkiye'nin uzay bilim misyonunun en önemli hedeflerinden birinin, "Türk gençliğine gelecek adına ilham kaynağı olmak" olduğunu vurgulayan Kacır, gençlerin geleceğe dair hayallerinin, hedeflerinin, projelerinin tohumlarını da birlikte ekeceklerini bildirdi.
Bakan Kacır, şöyle konuştu:
"Ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunda sürdürdüğümüz tüm projelerin merkezinde ve kalbinde Türk gençliğini görüyoruz. Biliyoruz, inanıyoruz ki Türk gençliği Milli Teknoloji Hamlesi'ni başarıya ulaştıracak, Türkiye'nin teknolojik bağımsızlık yolculuğunda öncü olacak. Bunu Türk gençliği hem Türkiye'ye hem dünyaya ispat etti. Bugün Türkiye bütün dünyanın dikkatle takip ettiği yüksek teknoloji projelerini gerçekleştirebiliyorsa bugün Türkiye Bayraktar'la, Anka'yla, Akıncı'yla, Aksungur'la, Hürkuş'la, Hürjet'le, Atak'la, Gökbey'le, Kaan'la, Kızıl Elma'yla gökyüzüne imzasını atabiliyorsa bu Türk gençliğinin eseridir. Sizler çok daha ötesini başaracaksınız. Türkiye'nin hedeflerini ve hayallerini ufkun ötesine taşıyacak olan sizler olacaksınız. İnanıyoruz ki işte bu uzay bilim misyonu sizin için bir ilham kaynağı olacak."
Alper Gezeravcı'nın uzay misyonunu gerçekleştirmeden önce Axiom Space tarafından belgeselinin çekildiğini anımsatan Kacır, bu filmde Gezeravcı'nın çocukken pilot olmayı hedeflediğini ancak uzaya gitmenin, başka milletlerin çocuklarının hayali olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Kacır, Gezeravcı'nın uzay yolculuğunun önemine dikkati çekerek, "Bu tarihi görevin ana hedefi, Türk çocuklarının başka milletlerin çocuklarına ait olduğu gerekçesiyle artık hiçbir alanda, hiçbir hayali kurmaktan vazgeçmeyecek olmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.
"Ay misyonunu gerçekleştireceğiz"
Teknoloji ve bilim yarışında insanlık yararına geliştirilecek tüm alanlarda dünyada en önde gelen ülkelerden biri olmak istediklerini vurgulayan Kacır, şöyle devam etti:
"Bunu başarabiliriz. Havacılıkta, savunma sanayisinde elde ettiğimiz kazanımlar bütün dünya tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu kazanımları, başarıyı uzay bilimi ve teknolojilerine daha hızlı şekilde transfer etmek istiyoruz. Bu alanda da benzer bir başarı hikayesi gerçekleştirmek istiyoruz. Çünkü bu alan bizim için hem çok stratejik hem de ekonomik değeri açısından çok kıymetli bir alan. Küresel uzay ekonomisi yıllık 600 milyar doları aştı. 10 yıl içinde 1,5 trilyon dolara yaklaşacağı tahmin ediliyor. Biz bu pastadan daha fazla pay alabiliriz. Bunu yapabilecek imkan ve kabiliyete sahibiz."
Türkiye'nin uydu projelerine ilişkin bilgi veren Kacır, haberleşme uydularını yerli ve milli geliştirmenin de çok önemli bir amaç olduğunu anlattı.
Türksat 6A ile Türkiye'nin haberleşme uydularını yerli ve milli geliştirebilen 11 ülkeden biri olacağına dikkati çeken Kacır, şunları kaydetti:
"İMECE deyince yaklaşık 600 kilometrede görev yapan yaklaşık 600 kilogramlık bir uydudan bahsediyoruz. Türksat 6A deyince yaklaşık 36 bin kilometrede görev yapan 4 bin 250 kilogramlık haberleşme uydusundan, biraz daha sofistike ve karmaşık bir teknolojik sistemden bahsediyoruz. Türksat 6A bugüne dek Türkiye'de geliştirdiğimiz, ürettiğimiz en yüksek değere sahip teknolojik ürün olmuş oldu. Hedefimiz daha öte projeleri gerçekleştirmek. Ay misyonunu gerçekleştireceğiz. Türkiye'de geliştirilmiş bir hibrit roket motorunu uzayda ateşleyerek Ay'a erişen bir uzay aracı yapacağız. Bu teknolojik kazanım Türkiye'ye önümüzdeki yıllarda uzay ekonomisinde farklı fırsatlar getirecek. Türkiye uyduların yörüngeler arası transferlerini yapan uzay araçlarını geliştirebilen bir ülke olacak."
"Başarıda en büyük pay Türk gençliğinin"
Kacır, insanlı uzay araştırmalarını da çok değerli gördüklerine işaret ederek, Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever'in bu görev için seçildiğini hatırlattı.
Gezeravcı'nın 14 gün planlanan ve uzatmalarla birlikte 18 günde tamamlanan misyonu başarıyla icra ettiğini vurgulayan Kacır, Türkiye'nin insanlı uzay araştırmalarında başlattığı çalışmaları güçlü şekilde devam ettireceğini bildirdi.
Mehmet Fatih Kacır, Atasever'in ABD'de yörünge altı araştırma uçuşuna hazırlandığını anımsatarak, onun da Gezeravcı gibi bilimsel deneyler gerçekleştireceğini vurguladı.
8 Haziran itibarıyla Türkiye'nin artık iki vatandaşının uzay sınırı olarak kabul edilen yaklaşık 90 kilometrelik sınıra erişeceğini, mikro yer çekimi ortamını deneyimleyeceğini ve dolayısıyla astronot unvanı kazanmış olacağını belirten Kacır, şu değerlendirmede bulundu:
"Hedefimiz bunun da daha ötesi. Türkiye'nin uluslararası insanlı uzay araştırmaları programlarına güçlü şekilde dahil olmasını hedefliyoruz. Bu programların sadece yararlanıcısı değil, bu programlarda bilimsel araştırmalara aktif ve etkin şekilde dahil olan, bilimsel araştırmalara öncülük eden ülkelerden biri olmasını arzu ediyoruz. Türkiye'nin ISS yenileme projelerine Türk uzay sanayisiyle dahil olmasını hedefliyoruz. Bütün bunları yapabilecek bir ekosisteme sahip Türkiye. Bugün Türkiye'nin savunma sanayisinde 3 bin 500'e yakın girişim, 80 binden fazla insan kaynağı var. Uzay alanında da yine hemen bu kampüsün yanı başında bir uzay teknolojileri geliştirme bölgesi inşa edeceğiz. Türkiye'de bu alanda çalışma yapan girişimlerin, startup'ların, teknoloji şirketlerinin bir arada olduğu projeleri, programları önümüzdeki dönemde hızlandıracağız. Savunma sanayisinde Türkiye nasıl başarılı olduysa havacılıkta akamete uğratılmış başarı hikayelerini nasıl gerçeğe dönüştürmüşse uzay alanında da dünyanın öncü ülkelerinden biri olacak. Bu başarıda en büyük pay Türk gençliğinin olmaya devam edecek."