Ekonomi

Küresel piyasalar ECB’nin faiz kararına odaklandı

Küresel piyasalar, yoğun veri gündeminin takip edildiği geçen haftayı karışık seyirle tamamlarken, gözler gelecek hafta Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz kararı ve ABD’de açıklanacak büyüme verilerine çevrildi.

Dünya genelinde yıl başına doğru martta başlamak üzere güçlenen “güvercin” fiyatlamalar günden güne güç kaybetmeye devam ederken, önemli merkez bankaların faiz indirimlerine piyasa tahminlerinden daha geç başlayacağına dair artan endişelerle karışık bir seyir öne çıktı.

Geçen hafta yatırımcıların odağında merkez bankaları yetkililerinin sözle yönlendirmeleri, yoğun makroekonomik takvim ve Orta Doğu’da artan jeopolitik riskler bulunurken, yapay zeka için kullanılan çiplere talebin artacağı beklentisiyle teknoloji endeksleri pozitif ayrıştı.

Yılın ilk günlerinden bu yana, ABD Merkez Bankasının (Fed) martta faiz indirim döngüsünü başlatacağına dair tahminler, ülkede açıklanan verilerin ABD ekonomisinde güçlü duruşa işaret etmesi ve Fed yetkililerinin söz konusu faiz indirimi için henüz erken olduğuna yönelik sözle yönlendirmelerinin etkisiyle zayıflamayı sürdürüyor.

Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, enflasyonda devam eden düşüşün faiz oranlarının indirilmesinin tartışılmasını gerektireceğini belirtti. Fed’in kararlarını toplantı bazında alacağını vurgulayan Goolsbee, bankanın ilk faiz indiriminin zamanlaması hakkında doğrudan yorum yapmadı.

San Francisco Fed Başkanı Mary Daly de faiz indirimlerinin yakında gerçekleşeceğini düşünmek için erken olduğunu ve para politikasını gevşetmeden önce enflasyonun yüzde 2’ye doğru istikrarlı düşüş seyrinde bulunduğuna dair daha fazla kanıt görülmesi gerektiğini vurguladı.

Fed yetkililerinin hafta boyunca yaptıkları açıklamalarda, martta faiz indirimi için erken olduğu mesajı hakimken, geçen hafta yayımlanan Fed’in “Bej Kitap” raporunda da ülkede ekonomik aktivitenin kasımdan bu yana “çok az” değişiklik gösterdiğine ilişkin değerlendirmeler yer aldı.

Raporda, artan tüketici harcamalarının son haftalarda ekonomiyi desteklemeye yardımcı olduğu aktarılırken, ülkede perakende satışlar, geçen yılın aralık ayında yüzde 0,6 ve aynı dönemde sanayi üretimi yüzde 0,1 artışla beklentileri aştı.

Öte yandan, geçen hafta açıklanan verilere göre, işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 13 Ocak ile biten haftada 187 bine gerileyerek Eylül 2022’den bu yana en düşük seviyesini kaydetti.

Analistler, işsizlik maaşı başvurularındaki azalışın, ABD’de iş gücü piyasasının yüksek faiz oranlarına rağmen dayanıklı kalmaya devam ettiğini gösterdiğini bildirdi.

Yıl başından bu yana ABD’de açıklanan verilerin enflasyonu destekler nitelikte olduğunu anımsatan analistler, bu durumun Fed’in faiz indirimleri konusunda aceleci olmayacağına işaret ettiğini dile getirdi.

Ayrıca uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, merkez bankalarının 2024’te faiz indirimine yönelmesinin coğrafi olarak yaygın olacağını ancak indirimlerin sert olmayacağını bildirdi.

Söz konusu gelişmelerle para piyasalarında, Fed’in martta faiz indirimlerine başlayacağına ilişkin tahminler yüzde 47 seviyesine inerken, faiz indirimi yönündeki fiyatlamalar geçen hafta sonundan bu yana yaklaşık 30 baz puan geriledi.

Enflasyonla mücadele kapsamında faiz indirimlerinin ötelenebileceği yönündeki fiyatlamalarının güçlenmesiyle dolar, diğer para birimleri karşısında güç kazanırken, tahvil piyasalarında satıcılı seyir etkili oldu.

Yükseliş eğilimini üst üste üçüncü haftaya taşıyan dolar endeksi, haftayı yüzde 0,8 artışla 103,3’te tamamladı. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi, hafta başına kıyasla 19 baz puan artarak yüzde 4,13’e çıktı.

Yükselen tahvil faizleri ve güçlenen dolar, altının ons fiyatında satış baskısının artmasına yol açtı, altının ons fiyatı geçen haftayı 1 azalışla 2 bin 29 dolardan tamamladı.

Öte yandan, Orta Doğu’da jeopolitik risklerin canlı kalması emtia fiyatlarında oynaklığa neden olurken, geçen hafta Brent petrolün varil fiyatı yüzde 0,2 yükselişle 78,3 dolara çıktı.

New York borsalarında teknoloji rallisi

ABD’de yoğun şirket bilançoları ve makroekonomik verilerin takip edildiği haftada New York borsaları pozitif seyir izlerken, söz konusu seyirde teknoloji hisseleri etkili oldu.

Yarı iletken üreticisi TSMC’nin yapay zeka uygulamalarında kullanılan üst düzey çiplerine yönelik talebin şirketin 2024 gelirlerinde yüzde 20’den fazla yükseliş sağlayabileceğine yönelik beklentiler, piyasalarda teknoloji hisseleri öncülüğünde risk iştahını destekledi.

Teknoloji hisseleri Tayvan merkezli yarı iletken üreticisi TSMC’nin iyimser görünümünün ardından kazançlarını artırırken, geçen hafta Nvidia’nın hisseleri yaklaşık yüzde 9 ve AMD’nin hisseleri yüzde 19’u yükseldi.

Yatırımcılar kurumsal taraftan gelen haberleri takip etmeyi sürdürürken, sigorta şirketi The Travelers Companies’in hisseleri, şirketin geçen yılın son çeyreğinde karının iki katından fazla artmasının ardından geçen haftayı yüzde 8’e yakın değer kazancıyla kapattı.

Geçen hafta ABD’li teknoloji devlerinden Apple’ın hisseleri de şirketin Çin’de iPhone indirimleri sunmasının ardından haftayı yüzde 3 artışla kapattı.

Ülkede devam eden bilanço sezonunda ABD büyük bankalarının finansal sonuçlarıyla hisse bazlı oynaklıklar arttı. Buna göre, Goldman Sachs’ın hisseleri bankanın geçen yılın son çeyreğinde net kar ve gelirinin beklentilerin üzerinde gelmesi sonrası yatay seyir izledi.

Morgan Stanley’nin hisseleri de aynı dönemde bankanın gelirinin beklentilerin üzerinde gerçekleşmesine rağmen net karının azalmasıyla geçen hafta yüzde 5’in üzerinde azalış kaydetti.

Kripto para piyasaları tarafında ise geçen hafta Spot borsa yatırım fonu (ETF) beklentilerinin gerçeklemesiyle önceki hafta 49 bin dolara yaklaşan Bitcoin, bu seviyeden gelen kar satışları sonrası, 41 bin 600 dolardan işlem görüyor.

Bununla birlikte, dün ABD Temsilciler Meclisi, federal hükümetin kapanmasını önleyecek geçici bütçe tasarısını onayladı.

Söz konusu gelişmelerle geçen hafta, New York borsasında Nasdaq endeksi yüzde 2,26, S&P 500 endeksi yüzde 1,17 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,72 artışla haftayı tamamladı.

22 Ocak ile başlayan haftada pazartesi günü CB öncü göstergeler endeksi, salı Richmond Fed sanayi endeksi, çarşamba imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), perşembe Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) ve cuma kişisel gelir gider verileri açıklanacak.

Avrupa’da gözler ECB’nin faiz kararına çevrildi

Enflasyon ve resesyon ikilemi denildiğinde ilk akla gelen bölge olan Avrupa’da geçen hafta açıklanan verilerden alınan karışık sinyallerin etkisiyle negatif seyir izlenirken, gözler gelecek hafta Avrupa Merkez Bankasının (ECB) açıklayacağı faiz kararına çevrildi.

Bölge genelinde geçen hafta açıklanan enflasyon verilerine göre, Avro Bölgesi’nde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Aralık 2023’te yıllık yüzde 2,9 ile beklentiler doğrultusunda artarken, İngiltere’de ise yüzde 4 artışla beklentileri aştı.

Para piyasalarında, enflasyon verileri sonrası ECB’nin ilk faiz indirimine nisanda gidebileceği beklentisi nispeten zayıflasa da güçlü duruşunu korurken, İngiltere Merkez Bankasının (BoE) ise faiz indirimlerine haziranda başlayacağı fiyatlanıyor. Söz konusu verilerin öncesinde, BoE’nin mayısta faiz indirim döngüsünü başlatacağı öngörülüyordu.

Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalarda ECB’nin gelecek hafta düzenleyeceği toplantıda faizleri sabit bırakacağına kesin gözüyle bakıldığını belirtti.

Geçen hafta açıklamalarda bulunan ECB Başkanı Christine Lagarde, enflasyonda yüzde 2 hedefine ulaşmada doğru yolda olduklarını ancak henüz zafer ilan edilemeyeceğini ifade ederek, “Faizi bu yaz indirebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan geçen hafta ECB’nin 13 ve 14 Aralık’ta Frankfurt’ta gerçekleştirdiği ve 3 temel politika faizini sabit tutması kararı alınan para politikası toplantısı tutanakları açıklandı.

Tutanaklar, ECB Yönetim Konseyi üyelerinin düşen enflasyona rağmen sıkı duruşun sürdürülmesinden yana olduğunu ortaya koydu.

Tutanaklarda, enflasyonun yakın vadede yüksek seyretme ihtimali olduğu ve ücretler ile enflasyonun temel dinamiklerine ilişkin belirsizliklerin devam ettiği belirtilerek, “Bu durum, görevin tamamlandığından emin olmak için henüz çok erken olduğunu göstermektedir.” ifadesi yer aldı.

Söz konusu gelişmelerle geçen hafta Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,89, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,25, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,61 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 2,14 değer kaybetti.

Gelecek hafta Avro Bölgesi’nde salı günü tüketici güven endeksi, çarşamba Almanya ve Avro Bölgesi’nde imalat sanayi PMI, perşembe ECB’nin faiz kararı ile ECB Başkanı Lagarde’ın konuşması takip edilecek.

Asya borsaları Japonya hariç geriledi

Asya borsaları geçen hafta bölge genelinde açıklanan makroekonomik verilerin karışık sinyaller vermesiyle Japonya hariç satış ağırlıklı bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler Japonya Merkez Bankasının (BoJ) para politikası kararına çevrildi.

Çin ekonomisi yıllık bazda yüzde 5,2 büyüyerek beklentilerin gerisinde kaldı. Büyüme oranı, Çin hükümetinin 2023 için “yüzde 5 civarında” olmasını öngördüğü büyüme hedefinin üzerine çıkmış oldu.

Analistler, ülkede reel GSYH büyümesinin, nominal GSYH büyümesinden daha yavaş olmasının, Çin’in potansiyelinin altında kaldığına işaret ettiğini kaydederek, bu durumun deflasyon endişelerini desteklemeyi sürdürdüğünü ifade etti.

Ülkede sanayi üretimi aralıkta aylık yüzde 6,8 ile öngörüleri aşarken, işsizlik oranı yüzde 5,1’e çıktı.

Buna karşın konut fiyatlarındaki gerilemenin devam etmesi halihazırda sıkıntılı olan gayrimenkul sektörünün ekonomiyi negatif etkilemeyi sürdürebileceği korkularını besliyor.

Çin’de ekonomik aktivitenin yavaşladığına ilişkin sinyaller güç kazanmaya devam ederken, Çin Merkez Bankası (PBoC) geçen hafta orta vadeli borç verme faizi olarak da bilinen bir yıllık politika kredilerinin oranını değiştirmeyerek yüzde 2,50’de sabit tuttu.

Analistler, piyasa beklentilerinin bankanın faiz indirimi yapacağı yönünde olduğunu anımsatarak, gelecek aylarda bankanın zorunlu karşılık oranını azaltabileceğine ilişkin tahminlerin arttığını söyledi.

Japonya tarafında ise açıklanan verilere göre, kasımda sanayi üretimi aylık yüzde 0,9 azalırken, aynı dönemde kapasite kullanım oranı da yüzde 0,3’e geriledi.

Ülkede Aralık 2023’te yıllık TÜFE yüzde 2,6 arttı. Kasımda enflasyon yüzde 2,8 seviyesinde bulunuyordu.

BoJ’un gelecek hafta alacağı para politikası kararları yatırımcıların odağında bulunurken, ülkede açıklanan veriler BoJ’un normalleşme adımlarını öngörülünden daha geç atabileceği ihtimalini destekliyor.

Böylece yükseliş eğilimini üst üste üçüncü haftaya taşıyan dolar/yen paritesi, haftayı yüzde 2,2 artışla 148,1 seviyesinden tamamlayarak yaklaşık son 2 ayın en yüksek haftalık kapanışını yaptı.

Bu gelişmeler ışığında, haftalık bazda Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 5,76 ve Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,72, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 2,10 değer kaybederken, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,09 artış kaydetti.

22 Ocak ile başlayan haftada salı günü BoJ’un faiz kararı, çarşamba Japonya’da dış ticaret dengesi ve cuma Japonya’da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verileri izlenecek.

Gözler faiz kararına çevrildi

Yurt içinde, geçen hafta dalgalı seyir izleyen BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 0,13 artışla 7.996,70 puandan tamamlarken, gelecek hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında açıklayacağı faiz kararı yatırımcıların odağına yerleşti.

AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, TCMB’nin, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 250 baz puan artırarak yüzde 45’e çıkaracağını tahmin ediyor.

Öte yandan, geçen hafta Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notu görünümünü yükseltmesinin ardından 17 Türk bankasının kredi notu görünümlerini de “durağan”dan “pozitif”e çevirdi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bankalar ile finansal kiralama, faktöring finansman, tasarruf finansman ve varlık yönetim şirketlerinin 1 Ocak 2025’ten itibaren enflasyon muhasebesi uygulamasına geçeceğini duyurdu.

Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,3 üzerinde 30,2009’dan tamamladı.

Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 8.000 ve 8.100 seviyelerinin direnç, 7.900 ve 7.800 puanın ise destek olarak öne çıkabileceğini ifade etti.

Gelecek hafta yurt içi veri gündeminde, salı günü tüketici güven endeksi, perşembe reel kesim güven endeksi, kapasite kullanımı ile TCMB’nin faiz kararı öne çıkıyor.

Güncel Haberler

Daha Fazla Bekleyin...Başka Haber Yok