2023 yılının bitmesine 20 işlem günü kaldı. Artık bu süreçte özellikle yurtdışı piyasalarda tatil modu devreye girecektir. Bu nedenle genel piyasa yapısında hacimlerin giderecek düşeceğini ve hareketlerin yataylaşacağını göreceğiz. 8 Aralık ABD istihdam, 12 Aralık ABD enflasyon ve 13 Aralık Fed günlerinde oynaklık yükselecektir. Sonrasında ise yataylık tekrar devreye girecektir.
Her ne kadar TL varlıkların yurtdışı piyasalar ile olan korelasyonu çok zayıf olsa da dolar kuru ve Bist100’de de yataylık ön planda olacaktır diye düşünüyorum.
TCMB geçtiğimiz hafta 500bps faiz artırımı yaparak faizi %40 seviyesine çekti. Verdiği mesajda ise faiz artırım sürecinin sonuna yaklaşıldığını belirtti. Buradan çıkaracağımız sonuç bundan sonraki süreçte 250bps veya 500bps artırım daha yapılarak faiz artırım sürecinin sonlandırılması olacaktır.
Burada mevcut sıkılaşma politikasının ne kadar bir süre devam edip etmeyeceği önemli olacaktır. Eğer bazı şeylerin düzeltilmesi isteniyorsa sıkı politika en az 1 yıl sürmelidir. Yoksa bozuk olan dinamikler daha da bozulacaktır ve sonrasında normale dönmek çok zorlaşacaktır.
Mevcut yüksek faiz ortamında tüketim ve harcamalar giderek düşecektir. Bu durum ekonomide bir yavaşlama ve istihdamda bozulmaya neden olacaktır ki olması gereken budur. Uzun yıllardır atılan yanlış adımların bir bedeli olarak bu süreci yaşamamız gerekiyor. Bu süreç yaşanırsa sonrasında biraz daha normalleşmiş bir ekonomik yapı görebiliriz.
Dolar kurunda Ağustos ayından bu yana her gün 3-5 kuruş şeklinde yükselişler yaşanıyor. Yüksek faiz oranına rağmen TL tarafının hala cazip görülmediğini söyleyebiliriz. Çünkü kurdaki yükselişler enflasyon beklentilerini de yukarı çekiyor. Bu neticede TL tarafına geçişlerin henüz tam anlamıyla cazip olmadığını görüyoruz. Ülkede yeterli döviz bulunmaması da ayrı bir konu. Cari açık ve dış borcu düşündüğümüzde dolar talebi yüksek kalmaya devam edecektir. Döviz mevduatlardan TL’ye geçiş de çok sınırlı kaldığı için bu döngüden henüz çıkılamıyor. Bu nedenle kur tarafında yükselişler sınırlı da olsa devam edecektir diye düşünüyorum.

Borsa tarafında ise Ağustos ayından bu yana oldukça yatay bir görünüm var. Kısa vadede dalgalanmalar olsa da biraz uzaklaşıp baktığımızda Ağustos ayı seviyelerinde olduğumuzu görüyoruz. Yüksek faiz ortamı borsayı henüz negatif etkilemedi. Burada reel faizin eksi olması borsaya olan ilginin devamını sağlıyor. Fakat orta vadede ekonomide yaşanacak soğuma, tüketim ve harcamaların azalması şirket kârlılıklarını negatif etkileyecektir. Bu nedenle borsada kısa vadede olmasa da orta vadede aşağı risk söz konusu.
