Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, doğal gaz üretiminin artırılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini belirterek, "Toplam yurt içi üretimimizi günlük 8 milyon metreküpe yükselterek, 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğal gaz üretimimizle karşılar hale geldik." dedi.

Bayraktar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.

Türkiye'nin zengin yeraltı kaynaklarına sahip olduğunu, üretilen maden çeşitliliği açısından dünyada yedinci sırada yer aldığını belirten Bayraktar, bu alandaki potansiyeli ekonomiye kazandırmak için "Önce İnsan, Sonra Çevre ve Sonra Katma Değerli Madencilik" vizyonuyla çalıştıklarını söyledi.

Bayraktar, madencilik sektörünün daha güvenli ve sürdürülebilir olması amacıyla 2023'te 8 bin 828, bu yıl ekim sonu itibarıyla ise 7 bin 833 sahada denetim yaptıklarını ifade ederek, söz konusu denetimlerde radar, sonar, drone, elektronik takip ve dijital uyarı sistemleri gibi teknolojilerin kullanıldığını ve yıl sonuna kadar yaklaşık 9 bin saha denetim sayısına ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.

Şubatta Erzincan İliç'teki altın madeninde heyelan meydana geldiğini anımsatan Bayraktar, "Olayın hemen ardından İliç'teydik. Devletimiz de elindeki tüm imkan ve kabiliyetleriyle adeta seferber oldu. Toprak altında kalan 9 işçimizin arama kurtarma çalışmalarını bilfiil yerinde koordine ettik. Kesintisiz olarak bir ay boyunca burada kaldık, vatandaşlarımızın acılarını paylaştık. Hem onları hem ülke kamuoyunu şeffaf, açık ve samimi bir şekilde bilgilendirdik. Meclisimiz de bir araştırma komisyonu kurarak büyük bir titizlikle bu konuyu ele almıştır. Konuyla ilgili yasal süreci yakından takip ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Madenciliği çevreyle uyumlu şekilde yürüterek, faaliyetlerin sonlandığı alanların doğaya yeniden kazandırıldığına işaret eden Bayraktar, rehabilitasyon çalışmaları kapsamında bugüne kadar 45 ilde 9 bin hektar rehabilitasyon alanına 21 milyon adet ağaç dikildiğini dile getirdi.

Bayraktar, yeraltı kaynaklarını ortaya çıkarmak amacıyla kurulan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün (MTA), son 10 yılda ortalama 670 bin metre sondaj gerçekleştirerek yeni rezervlerin tespitini sağladığını ve bu rezervlerin önemli bir kısmının ekonomiye kazandırıldığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Madencilik sektörünün bugünkü fiyatlarla, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içinde 65 milyar lira olan hacmini 20 yıl gibi bir sürede 4 katına çıkararak 2023 yılında 270 milyar liraya ulaştırdık. Aynı süre zarfında maden ihracatımızı da 7 kat artırarak 2023 yılında 5,7 milyar dolara çıkardık. Dünyadaki rezervin yüzde 73'üne sahip olduğumuz bor madeninde yüzde 60'ın üzerinde küresel pazar payıyla bu alanda liderliğimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede, 2024 yılında 2,5 milyon ton bor ürünleri satışı karşılığında, yüzde 97'si ihracat olmak üzere 1,3 milyar dolar satış gerçekleştirerek bir rekor kıracağız."

Ham madde arz güvenliği kapsamında, Asya'dan Afrika'ya farklı coğrafyalarda çalışmaların sürdüğüne dikkati çeken Bayraktar, Nijer'de arama çalışmaları yürütülen altın sahalarından birinde 2025 yılında ilk üretime başlamayı planladıklarını söyledi.

Bayraktar, 2023'te kömür ve altın dahil, ara ve uç ürünler hariç olmak üzere, toplam madencilik ithalatının yaklaşık 40 milyar dolar olduğunu, bu kapsamda maden üretimini güvenli ve sürdürülebilir şekilde artırmak için çalıştıklarını ifade etti.

Yeşil dönüşümün ana unsurları olan yenilenebilir enerji, elektrik depolama ve elektrikli araç teknolojilerinin yanı sıra savunma sanayi gibi ileri teknoloji alanlarında nadir toprak elementleri başta olmak üzere kritik ve stratejik madenler kullanıldığını aktaran Bayraktar, Eskişehir Beylikova'da keşfedilen dünyanın ikinci en büyük Nadir Toprak Elementleri rezerv sahasındaki üretimi geliştirerek, bu alanda önemli bir küresel tedarikçi haline gelmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Bayraktar, Türkiye için kritik ve stratejik madenler yol haritasının gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.

"2025 yılında 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz"

Bakan Bayraktar, geçen yıl 49 milyon ton ham petrol ve petrol ürünleri, 4 milyon ton LPG ve 50 milyar metreküp doğal gaz ithalatı yapıldığını, 2023 yılı toplam enerji ithalatı faturasının yaklaşık 70 milyar dolar olduğunu bildirdi.

Yüksek ithalat rakamlarının dış ticaret açığına olumsuz etkisiyle mücadele etmek için yurt içi ve yurt dışında arama ve üretim faaliyetlerinin artırıldığının altını çizen Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu amaç doğrultusunda dört derin deniz sondaj gemisi, iki sismik araştırma gemisi ve destek gemilerinden oluşan dünyanın en önemli ve modern arama ve üretim filolarından birini kurduk. Aynı zamanda bu alanda tersine beyin göçünü de sağlayarak kendi insan kaynağımızı güçlendirdik. Bu sayede 2020 yılında Karadeniz'de tarihimizin en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirdik. Deniz yüzeyinin 4 bin metre altından çıkardığımız doğal gazı karaya, 170 kilometre mesafeden Filyos'a ulaştırarak vatandaşlarımızın kullanımına sunuyoruz. Yani Karadeniz'in tabanına Ankara-Bolu otoyolu mesafesi kadar adeta bir gaz otobanı inşa ettik. Sakarya Gaz Sahası'nda geçtiğimiz yıl bütçe görüşmeleri döneminde günlük 3,8 milyon metreküp olan üretimimiz bugün itibarıyla yaklaşık iki katına ulaşarak 7 milyon metreküpe çıkmıştır. Diğer sahalarımızla birlikte toplam yurt içi üretimimizi günlük 8 milyon metreküpe yükselterek, 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğal gaz üretimimizle karşılar hale geldik."

Bayraktar, Sakarya Gaz Sahası'ndaki üretimin artırılması için yapılan planlama kapsamında bir adet yüzer üretim platformunun envantere eklendiğine işaret ederek, deniz üstünde bir sanayi tesisi olan ve 2026 yılında üretime alınacak platform ile günlük üretimin 20 milyon metreküpe çıkarılacağını, böylece hanelerin yarısının doğal gaz ihtiyacının yerel gaz ile sağlanacağını vurguladı.

Mevcut sahada üretim artırılırken, yeni sahalarda sondajların devam ettiğini belirten Bayraktar, Karadeniz'de saha geliştirme çalışmaları kapsamında Abdülhamid Han gemisinin 9 Kasım'da yeni sondaja başladığını söyledi. Bayraktar, petrolde, daha önce arama yapılmayan bölgelere odaklandıklarını, bu çerçevede Şırnak, Gabar'da Türkiye'nin kara alanlarındaki en büyük petrol keşfine imza atıldığını ifade etti.

Gabar'da günlük üretimin 57 bin varilin üzerine çıktığının altını çizen Bayraktar, "Keşfini yaptığımız petrol rezervimizi milletimizin istifadesine sunmak için dağlarda toplam 540 kilometre yol yaparak bu üretimi gerçekleştirdik. Gabar ve civarında farklı sahalarda yeni keşif kuyularını da açmaya devam ediyoruz. 2024 yılında, Şırnak, Hakkari, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamlanmış olup bu rakamı yıl sonunda 103'e çıkaracağız. Bu sayede 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz. Sakarya Gaz Sahası ve Gabar Bölgesi başta olmak üzere üretim alanlarımızı genişletmek ve üretimimizi artırmak için TPAO önümüzdeki yıl 143 milyar liranın üzerinde yatırım yapacak." diye konuştu.

Bayraktar, yurt dışındaki sahalarda gerçekleştirilen 40 bin varillik üretimle birlikte günlük toplam 155 bin varilin üzerinde petrol üretildiği bilgisini paylaşarak, 6,3 milyon otomobilin yakıt ihtiyacının karşılandığını dile getirdi.

Doğal gaz giriş kapasitesi artırıldı

Ulusal doğal gaz şebekesine giriş noktasının 14'e, günlük giriş kapasitesinin 455 milyon metreküpe çıkarıldığını anlatan Bayraktar, doğal gaz tedarik çeşitlendirmesi için zaruri olan 2'si sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminali, 3'ü Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) olmak üzere 5 adet gazlaştırma tesisinin toplam giriş kapasitesinin 161 milyon metreküpe ulaştığını söyledi.

Bayraktar, dünyadaki altıncı büyük şebeke olan, yaklaşık 20 bin kilometre uzunluğundaki doğal gaz iletim hattının yanında, şehirlerde 208 bin kilometreyi bulan doğal gaz dağıtım hatları bulunduğunu ifade ederek, söz konusu yatırımlar sayesinde farklı tedarik kaynaklarından gereken zamanda ve miktarda doğal gaz temin etme esnekliğine kavuşulduğunu bildirdi.

Mevcut durumda 5,8 milyar metreküp olan yer altı doğal gaz depolama kapasitesinin 2028'de 12 milyar metreküpe yükseltilerek kullanılan doğal gazın yüzde 20'den fazlasının depolanabileceğini belirten Bayraktar, "81 ilimizde 885 yerleşim yeri ve 222 Organize Sanayi Bölgesine doğal gazı ulaştırdık. Sadece son bir yılda 92 yerleşim yerine doğal gaz arzı sağladık. Türkiye artık kendi gazını üreten, kaynak ve güzergah çeşitliliğini sağlamış, güçlü altyapısı ve tedarik portföyü sayesinde ihracat kabiliyeti kazanmış, Avrupa'nın da arz güvenliğine katkı sağlayan enerjide merkez ülke konumuna gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, yurt içi ve yurt dışında arama çalışmalarının sürdüğüne işaret ederek, Oruç Reis gemisinin Somali'de her biri 5 bin kilometrekare olan üç ruhsat sahasında üç boyutlu sismik arama faaliyeti yürüttüğünü söyledi.

Doğal gazda tedarik anlaşmaları uzatıldı

Doğal gaz tedariki kapsamında, Cezayir'le olan LNG anlaşmasının 2027 yılı sonuna kadar, Azerbaycan ile bu yıl sona erecek doğal gaz tedarik anlaşmasının ise 2030 yılı sonuna kadar uzatıldığı bilgisini paylaşan Bayraktar, "BOTAŞ, uluslararası firmalarla yıllık 5,6 milyar metreküplük uzun dönemli LNG tedarik anlaşmaları imzalamıştır. Uzun vadeli LNG tedarik anlaşmaları, sadece ülkemiz için değil bölgemiz ve Avrupa için de doğal gaz arzının çeşitlendirilmesinde ve arz güvenliğinin tesisinde çok kritik bir rol oynamaktadır." dedi.

Türkiye'nin aralarında Cezayir, ABD, Katar, Umman, Nijerya gibi ülkelerin yer aldığı, 34 farklı ülke ile doğal gaz ticareti yaptığını anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Doğal gazda hedefimiz tedarik tarafını yeniden şekillendirerek ve çeşitlendirerek daha rekabetçi fiyatlarla doğal gaz tedarik edebilmektir. Ülkemizin yıllık ortalama 50 milyar metreküp doğal gaz tüketimi dikkate alındığında bugüne kadar yaptığımız altyapı yatırımlarıyla yıllık 80 milyar metreküp doğal gaz arzı sağlayabilecek durumdayız. Enerji ticaret merkezi olma potansiyelimizi gerçeğe dönüştürerek ihtiyacımızın üzerinde tedarik ettiğimiz doğal gazı güçlü altyapımız sayesinde ihraç etmeye başladık. Bu çerçevede, Bulgaristan ve Yunanistan’ın yanı sıra sınırımızın olmadığı Macaristan, Romanya, Sırbistan ve Kuzey Makedonya'ya da doğal gaz ihraç ediyoruz."

Türkiye'nin elektrik talebinin son yirmi yılda ortalama yüzde 4,4 artarak 133 milyar kilovatsaatten 335 milyar kilovatsaate yükseldiğini aktaran Bayraktar, "Bu denli yüksek talep artışını karşılamak için uyguladığımız politika ve düzenlemelerle elektrikteki kurulu gücümüzü 31 bin megavattan 114 bin 600 megavata ulaştırarak adeta enerjide sessiz bir devrim gerçekleştirdik. Son yirmi yılda enerji sektöründe neredeyse üç yeni Türkiye inşa ettik." dedi.

Bayraktar, elektrik sektörünü geliştirirken büyük bir dönüşüme de imza atıldığını vurgulayarak, "Rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü neredeyse sıfırdan 31 bin megavatın üzerine çıkararak bu kısa süre içerisinde 23 Keban Barajı'na eş değer gücü devreye aldık. Bugün geldiğimiz noktada sadece rüzgar ve güneş santrallerinden ürettiğimiz elektrik, ülkemizdeki tüm konutların yıllık elektrik ihtiyacını karşılayabilmektedir." diye konuştu.

Yenilenebilir enerjinin Türkiye'nin mevcut kurulu gücü içindeki oranını yüzde 60'a, yerli kaynakların oranını ise yüzde 70'e çıkardıklarını aktaran Bayraktar, "Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) verilerine göre ülkemiz, toplam yenilenebilir enerji kurulu gücü ile Avrupa’da 5'inci, dünya genelinde ise 11'inci sırada yer almaktadır." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 2025'te Türkiye'nin hedefinin bu alanda Avrupa'da ilk üçe, dünyada ilk dokuza girmek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Son bir yılda yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi neticesinde yaklaşık 11 milyar dolar karşılığı olan doğal gaz ithalatını önlemiş olduk. Diğer taraftan, enerji sektöründeki büyüme ve yeşil dönüşümün vazgeçilmez bir parçası olan, elektrik enerjisi altyapımıza yönelik yaptığımız yatırımlar sayesinde, elektrik iletim hattı uzunluğumuz 75 bin kilometreye ulaşarak Avrupa'da ikinci büyük şebeke konumuna gelmiştir. Elektrik dağıtım hattı uzunluğumuzu da 1,4 milyon kilometrenin üzerine çıkardık."

Türkiye'nin, Avrupa'da Almanya ve Fransa'nın ardından elektrik talebinin en yüksek olduğu üçüncü ülke olmasına rağmen elektrikli araçlara olan talebin dijitalleşme ve yapay zekanın da etkisiyle artmaya devam edeceğini belirten Bayraktar, bu talep karşılanırken elektrik üretim portföyünün 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda şekillendirilmesi gerektiğini bildirdi.

Bayraktar, 2035'te 510 milyar kilovatsaate ulaşacak elektrik talebinin yeşil enerji ağırlıklı karşılanması için "Yenilenebilir Enerji 2035" yol haritasını 21 Ekim'de kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatarak, şöyle konuştu:

"Bu yol haritasıyla birlikte önümüzdeki 11 yılda mevcut rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü dört katına çıkararak 31 bin megavattan 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu yatırımların içinde bir ilk olarak toplam 5 bin megavat gücünde deniz üstü rüzgar santrallerinin kurulmasını sağlayacağız. Ayrıca, 2035 yılına kadar her yıl en az 2 bin megavatlık yerli aksam kullanım şartlı YEKA yarışması yapacağız. Bu kapsamda 1200 megavatlık rüzgar ve 800 megavatlık güneş YEKA'larının ilanlarını yayımladık ve 2025 yılının Ocak ve Şubat aylarında bu yarışmaları gerçekleştireceğiz."

2035'e kadar elektrik iletim altyapısına yaklaşık 28 milyar dolar yatırım planlanıyor

Baraj, göl ve göletlerin kullanılabilir rezervuar alanlarında da yüzer güneş enerji santrali kurmayı hedeflediklerini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

"Yenilenebilir enerjiden elektrik üretimine yönelik bu büyük yatırım hamlemizin toplam tutarı önümüzdeki 11-12 yıl içinde yaklaşık 80 milyar doları bulacak. Yenilenebilir enerji kaynakları mevsim ve hava koşullarından doğrudan etkilendikleri için maalesef kesintili üretim yapmaktadırlar. Bu nedenle hedeflediğimiz yenilenebilir enerji kapasitesinin teknik olarak yönetilebilmesi ve elektriğin üretim noktasından tüketim noktasına kadar sorunsuz taşınabilmesi için güçlü bir altyapıya, şebekeye sahip olmak gerekmektedir. Arz güvenliğimizin temini adına 2035 yılına kadar elektrik iletim altyapımıza yaklaşık 28 milyar dolar civarında yatırım yapmayı planlıyoruz."

Bayraktar, bu yatırımlarla Türkiye'yi doğudan batıya, güneyden kuzeye kuşatacak bir yeşil enerji koridoru oluşturmak için 40 bin megavatlık ve yaklaşık 15 bin kilometrelik yüksek voltajlı doğru akım (HVDC) iletim şebekesi kurulacağını aktararak, "AC hat uzunluğumuzu da 90 bin kilometrenin üzerine çıkaracağız. Türkiye, çok daha modern, çok daha güçlü ve çok daha esnek, ilave kuracağımız yenilenebilir ve nükleer enerji kapasitesini taşıyabilecek bir altyapıya sahip olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Yenilenebilir enerjiden elektrik üretmenin çok önemli olduğunu ancak daha önemli olanın bu üretimi kendi ekipmanları, yazılımı ve insan kaynağıyla yapabilmek olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Uyguladığımız politikalar ve verdiğimiz destekler neticesinde kullanılan ekipman ve aksamlarda güneş santralleri bazında yüzde 75, rüzgar santrallerinde ise kule, kanat ve jeneratörde yüzde 70'in üzerinde yerlilik seviyesine ulaştık. Bu sayede 2014 yılında milli enerji sanayimiz sadece 27 imalatçıdan oluşurken 10 yıl içerisinde bu sayı 500'e ulaşmıştır. Böylelikle sadece yerli ekipman üretim alanında 50 bin kişiye 50 bin insanımıza yeşil istihdam imkanı sağlamış olduk." dedi.

Yenilenebilir enerji yatırımlarının izin süreçleri kısaltılacak

Bayraktar, Türkiye'nin uluslararası iklim taahhütleri, sınırda karbon düzenlemeleri karşısında sanayisinin artan emisyonsuz enerji gereksinimi, rekabetçiliği ve ülkenin 2053 hedeflerine hazır olması için bugüne kadar yapılan yatırımların üç katını, şu ana kadar yapılan yatırım süresinin yarısında hayata geçirmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Eğer şu ana kadarki izin süreleri ile gidilirse, Türk sanayisi ek maliyetlere maruz kalacak, net sıfır taahhütlerimiz maalesef gerçekleşmeyecektir. Bu çerçevede yenilenebilir enerjide 2035 hedeflerimize ulaşmak için, ülke olarak reform niteliğinde düzenlemelere ihtiyaç duymaktayız. Tüm dünyada olduğu gibi, yenilenebilir enerji yatırımlarının izin süreçlerini kısaltmamız gerekiyor. Bu amaçla ilgili Bakanlıklarımızla birlikte ortalamada 48 ayı bulan uzun izin süreçlerini 24 ayın altına düşürecek bir model üzerinde çalışıyoruz. İnşallah en kısa zamanda bu konuyu Meclisimizin gündemine getirecek ve sizlerin de desteğiyle bu süper izin dönemi yatırım hızımızı ciddi şekilde arttıracaktır."

Dünyanın 2050'de net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi ve küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması için nükleer enerjinin kilit bir rol oynadığını vurgulayan Bayraktar, bu kapsamda geçen yıl Dubai'de düzenlenen COP28'de 25 ülkenin "Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu"na imza attığını anımsattı.

Bayraktar, Bakü'de devam eden COP29'da Türkiye'nin de söz konusu deklarasyona imza attığını belirterek, bildirgeyi onaylayan toplam ülke sayısının 31'e çıktığı bilgisini paylaştı.

Sıfır karbon salımıyla enerji üreten nükleer güç santrallerinin, elektrik üretiminde sürekli ve güvenilir bir baz yük kapasite sağlayarak enerji arzının istikrarını ve kesintisiz elektrik teminini desteklediğini kaydeden Bayraktar, "Bu nedenle, ülkemizin yetmiş yıllık nükleer enerji hayalini Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizle gerçeğe dönüştürüyoruz. Bugün itibarıyla dünyadaki en büyük nükleer güç santrali şantiyesi olan Akkuyu'da, tüm ulusal ve uluslararası güvenlik standartlarına uygun olarak dört nükleer reaktörün inşası aynı anda devam ediyor. Halihazırda yaklaşık 30 bin kişi bu projede istihdam edilmekte olup, işletme aşamasında ise 4 bin kişiye sürekli istihdam sağlanacaktır. Akkuyu Nükleer Güç Santrali tümüyle devreye alındığında Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak ve yıllık 7 milyar metreküp doğal gaz ithalatı ile 35 milyon ton karbon salımını önleyecektir." diye konuştu.

Bayraktar, kısa bir sürede nükleer enerji alanında çalışan kuruluşların, kabiliyet ve yetkinliklerini uluslararası seviyeye yükselttiğini ifade ederek, "Örneğin, nükleer santrallerin denetimi ve gözetimi alanında faaliyet gösteren kamu şirketimiz Nükleer Teknik Destek AŞ (NÜTED), Macaristan'daki nükleer güç santralinin denetim süreçlerinde yer alarak, nükleer alanda ilk hizmet ihracatımızı gerçekleştirmiştir. Net sıfır emisyon hedefimize ulaşabilmemiz için 2035 yılına kadar 7 bin 200 megavat ve 2050 yılına kadar 20 bin megavatlık bir nükleer kapasiteye sahip olmamız gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Bu doğrultuda Sinop ve Trakya nükleer güç santrali projelerine ve küçük modüler reaktörlere ilişkin çalışmaların yürütüldüğünü vurgulayan Bayraktar, "Nükleer endüstrimizde ekipman üretim kabiliyetini geliştirmenin yanı sıra özellikle bu alanda yetkin insan kaynağımızla kendi santrallerimizi kurmak, ekipman ve hizmet ihracatı yapabilecek bir seviyeye ulaşmak buradaki en temel, en büyük hedefimizdir." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, temiz enerji kaynaklarının yanı sıra "ilk yakıt" olarak adlandırdıkları enerji verimliliğinde de önemli adımlar atıldığına değinerek, şöyle konuştu:

"Uluslararası Enerji Ajansı'na göre 2021 ve 2022'de enerji yoğunluğunu en çok azaltan ikinci ülke olduk. Ayrıca, 2023 yılında bir önceki yıla göre enerji yoğunluğu azaltımında dünya ortalaması yüzde 1 iken ülkemizde bu oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleştirdik. Diğer taraftan, enerji verimliliğine yönelik çalışmalarla ilave 45 bin yeşil istihdam sağladık. Sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir enerji politikasının yanında enerjide arz güvenliğini güçlendirmek ve dışa bağımlılığı azaltmak için 2024-2030 yıllarını kapsayan İkinci Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'nı uygulamaya koyduk. 2030 yılına kadar birincil enerji tüketimimizi yüzde 16 düşürerek toplamda 100 milyon ton emisyon azaltımı sağlayacağız."

Ortaya koydukları bu hedeflere ulaşmak için kamu ve özel sektör birlikte, 2030'a kadar 20 milyar doların üzerinde enerji verimliliği yatırımı gerçekleştireceklerine dikkati çeken Bayraktar, "Bu yatırımlar sayesinde yine önümüzdeki 15 yılda 46 milyar dolar değerinde enerji tasarrufu sağlamış olacağız. Kamu binaları için enerji tasarrufu hedefi Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 2030 yılına kadar asgari yüzde 30 olacak şekilde belirlendi. Hedefimiz bu kapsamda kamu binalarında 2030 yılına kadar her yıl yıllık 6 milyar lira enerji tasarrufu sağlamaktır. Diğer taraftan, iklim değişikliği ile mücadelenin önemli araçlarından biri olan karbon fiyatlamasına yönelik Emisyon Ticaret Sistemi'nin altyapısı EPİAŞ bünyesinde hazır hale getirilmiş olup, İklim Kanunu'nun yasalaşmasına müteakip devreye alınacaktır." diye konuştu.

Bayraktar, Kovid-19 ile başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla devam eden küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki olağanüstü artışların salgın öncesi döneme göre yüksek seyretmeye devam ettiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Bu yüksek maliyetlerden vatandaşlarımızın etkilenmemesi için sağladığımız destekleri önemli miktarda artırdık. Bu kapsamda, tüm vatandaşlarımızın elektrik ve doğal gaz faturalarında 2023 yılında 328 milyar lira, 2024 yılının ilk on ayında ise 275 milyar lira devletimiz tarafından karşılanmıştır. Halihazırda meskenlerde kullanılan elektriğe düşük kademede yüzde 60, yüksek kademede yüzde 40, doğal gaza ise yüzde 63 destek uygulanmaktadır.

Bunun yanı sıra, dar gelirli hanelere elektrik tüketim desteği verilmesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında, hanedeki kişi sayısına göre aylık 150 kilovatsaate kadar destekleme yapıyoruz. Bu kapsamda 2024 yılı başından itibaren 4,1 milyon haneye 8,1 milyar lira elektrik tüketim desteği, 654 bin haneye 1,4 milyar lira doğal gaz tüketim desteği verilmiştir. Ayrıca, bu yıl içinde 1,6 milyon haneye toplam 1,4 milyon ton kömür dağıtımı planlanmış olup, kömür dağıtımımız halen devam etmektedir."

Bu desteklerin yanı sıra geçen yıl uygulamaya konulan Aile ve Gençlik Fonu'na maden, petrol ve doğal gaz üretiminden elde edilen gelirlerden toplam 5,8 milyar lira tutarında bütçe aktarıldığının bilgisini paylaşan Bayraktar, "Başta deprem bölgelerimiz olmak üzere, gençlerimizin yuva kurmalarına destek verdik. Bu fona katkımızı petrol ve doğal gaz üretimimizi artırarak her yıl aile kurumumuzu güçlendirmeye ve gençlerimize her alanda destek olmaya devam edeceğiz." dedi.

Teklif edilen toplam bütçe 63,3 milyar lira

Bayraktar, 32,3 milyar lira olan 2023 yılı bütçesi başlangıç ödeneğine genel aydınlatma giderleri ile cari ve yatırım giderleri için 2,3 milyar lira eklenmesi sonucunda toplam bütçe ödeneğinin 34,6 milyar lira olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu tutarın 33,9 milyar lirası harcanmış olup kalan 672 milyon lira ödenek yıl sonunda iptal edilmiştir. Bakanlığımız 2023 yılı bütçe gerçekleşme oranı yüzde 98’dir. Bakanlığımız merkez teşkilatı için 2025 yılı bütçe teklifi genel aydınlatma giderleri dahil olacak şekilde 45,3 milyar lira olup, MTA, MAPEG, TENMAK, EPDK ve NDK ile birlikte teklif edilen toplam bütçe tutarı 63,3 milyar liradır. Bu bütçe, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda ülkemizin artan enerji talebini karşılamaya, bu çerçevede arz güvenliğini tesis etmeye, aynı zamanda ithalatı azaltarak, 2053 net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmeye çalışan bir Bakanlığın bütçesidir."