Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen davada adı geçen Teknik Direktör Fatih Terim, avukatları aracılığıyla açıklamada bulundu.

Fatih Terim'in avukatları Okan Demirkan ve Nevzat Kaan Karcılıoğlu tarafından yapılan yazılı açıklamada Seçil Erzan'ın adı direkt olarak geçmezken, "Müvekkilimiz Fatih Terim adına, Denizbank A.Ş. aleyhine, uğradığı maddi zararın tazmini için, İstanbul Tüketici Mahkemeleri nezdinde, maddi tazminat davası açılmıştır." denildi.

Terim'in müşteki sıfatıyla beyan verdiği belirtilen açıklamada, "Müvekkilimiz, anılan soruşturmada şikayetçi konumundadır. Denizbank A.Ş.'nin ilgili dönemde şube müdürü olan şahsın ve diğer banka çalışanlarının kendisine verdiği mevduat bilgilerinin gerçekleri yansıtmadığının 2023 yılının Nisan ayında ortaya çıkması üzerine Müvekkilimiz, Denizbank A.Ş. bünyesinde bu olaya ilişkin sorumluluğu bulunanlardan şikayetçi olmuştur." denildi. 

Açıklamada ayrıca Fatih Terim'in adli süreçlere duyduğu saygı nedeniyle herhangi bir açıklama yapmamayı özellikle tercih ettiği de vurgulandı.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın, bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, müşteki Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu, kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturup, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.

252 yıla kadar hapsi isteniyor

Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi.

Erzan'ın, 77 yıldan 252 yıla kadar hapsinin talep edildiği iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava kapsamında 2'si tutuklu 7 sanığın yargılaması sürüyor.