Narlı Mahallesi'nde 29-30 Haziran tarihlerinde gerçekleşen plaj temizliği esnasında, deniz çayırlarının söküldüğü iddiasıyla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğünce bölgeye ekipler sevk edildi.
Valiliğin emiriyle başlatılan soruşturma kapsamında sahilde inceleme yapan ekipler, kepçe tutarak deniz çayırlarını söktüren ev sahipleriyle görüşerek tutanak hazırladı.
Deniz çayırlarından haberdar olmadıklarını, bölgede uyarıcı tabela da bulunmadığını iddia eden ev sahipleri, görevlilere ayaklarının zarar gördüğünü, bu sebeple denizin bir kısmında temizlik yaptırdıklarını açıkladı.
Kepçeyi kiralayan bölge sakinlerinden Canan Cömert, yaptığı açıklamada, son birkaç senedir buradaki temizliğin belediye ya da bölgedeki kişiler tarafından yaptırıldığını savundu.
Deniz çayırlarını bilmediklerini, bunların yosun olduğunu düşündüklerini ileri süren Cömert, "Biz bunu zarar verme amaçlı değil, 'çocuklar hastalanmasın' diye yaptık. Hangimiz kasıtlı bir zarar veririz? Üstelik biz bunu danıştık. Muhtarımız da çok iyi bir insan. 'Ne yapabiliriz?' dedik. 'Şu an belediye çok meşgul, yoğun işleri var abla kendiniz yapabilirsiniz' dedi. 'Kim yapacak, paramızla yaptıralım' dedim. Paramızı verdik de yaptırdık." dedi.
Yosunlara müdahale ettiklerini düşündüklerini dile getiren Cömert, "Biz eğer ki burada kıymetli bir deniz canlısı olduğunu bilseydik yapar mıydık? Çocukların oynadığı kadar bir alanı temizlettik. Çok üzgünüz." ifadesine yer verildi.
Bu konuda bugün ifade vereceklerini anlatan Cömert, küçük çocuklar için kepçeyle bir kısmını aldırdıklarını, diğer kısımlara müdahale etmediklerini, kasıtlarının da bulunmadığı kaydedildi.
İbrahim Özderi de denizde ayağının zarar gördüğünü, kıyıda temizlik için muhtarla görüştüklerini aktardı.
Muhtarın yönlendirdiği bir firmadan gelen kişinin denizde temizlik yaptığını ifade eden Özderi, "Geldi burada midye ve otları temizledi. Temizlenen mesafe de kıyının 8-10 metrelik bir kısmı. Yoğun ot ve içinde ufacık midyeler, herkesin ayağını kesiyor." diye konuştu.
Bölgede incelemelerini tamamlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekiplerinin tutanakları doğrultusunda adli ve idari işlemlerin süreceği öğrenildi.
"Daha berrak plaj istiyorsak deniz çayırları korunmalıdır"
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı da deniz çayırlarının korunan türler arasında yer aldığını, bunların sökülmesiyle içlerinde yaşayan ve yine koruma altında bulunan pinalar dahil sayısız deniz canlısına zarar verildiğini aktardı.
Deniz çayırlarının tür fark etmeksizin kıyısal alanda tüm deniz canlıları için barınak, beslenme, üreme ve saklanma alanı olarak hayati önemde olduğunu anlatan Sarı, sözlerine şöyle devam etti
"Marmara Denizi 2021 yılında yaşanan müsilaj felaketinden sonra adalar da dahil olmak üzere Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş, her türlü kıyısal işlem doğrudan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının iznine bağlanmıştır. Eğer daha berrak plaj istiyorsak, bunun yolu deniz çayırlarını sökmek değil, korumaktır. Zira deniz çayırları bulanıklık yapan askıdaki partikülleri tutarak suyu berraklaştırır. Diğer taraftan deniz çayırları, 1 saatte 6 litre deniz suyunu filtre eden pinaların en önemli yaşam alanıdır. Deniz çayırlarına verilen her zarar, denizin oksijen üretim kapasitesinin azaltılması ve doğrudan oksijensiz bölgelerin genişlemesine yardımdır. Plajda ayağına deniz çayırı değdiğinde rahatsız olanlar, denize girerken basit bir deniz patiği giyerek önlem alabilir." dedi.