ABD'de resesyon endişelerinin hızla güçlenmesinin ardından geçen hafta tarihi satış baskısıyla karşı karşıya kalan küresel piyasalarda daha sonraki günlerde toparlanma görülse de karışık bir seyir öne çıktı.
Ülkede, açıklanan istihdam verilerinin resesyon endişesini beslemeye devam etmesi risk algısının önemli derecede yükselmesine sebep oldu.
Geçen hafta görülen tarihi satış baskısına karşın ABD'de Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin "güvercin açıklamaları ve ülkede açıklanan haftalık işsizlik maaşı başvuruları verisinin gerilemesiyle küresel piyasalarda bir nebze de olsa rahatlama görüldü.
ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 3 Ağustos ile biten haftada 233 bine gerileyerek piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti. Ülkede ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı geçen hafta önceki haftaya kıyasla 17 bin kişi düştü.
Analistler, ABD'de zayıf gelen ve resesyon endişelerini artıran istihdam verilerinin ardından işsizlik maaşı başvurularında yaşanan düşüşün iş gücü piyasasının durumu konusunda bir miktar rahatlama sağladığını ifade etti.
Fed üyelerinin açıklamaları da yatırımcıların odağında yer alırken, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, ekonomi zayıflıyorsa kısıtlayıcı politika duruşunu sürdürmenin anlamlı olmadığını belirtti.
Goolsbee, "İstihdam rakamları beklenenden daha zayıf geldi ancak henüz resesyona benzemiyor." dedi. Fed'in acil toplantıya giderek faiz indirimi yapıp yapmayacağı konusunda ise yorum yapmaktan kaçınan Goolsbee, bunun çok büyük bir masa olduğunu dolayısıyla faiz artışları ve indirimleri gibi her şeyin her zaman masada olduğunu dile getirdi. Goolsbee, eğer ekonomide bir bozulma olursa Fed'in onu düzelteceğini aktardı.
Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, iş gücü piyasasındaki soğumanın işten çıkarmalardaki artıştan ziyade işe alımların yavaşlamasından kaynaklandığını ve Fed'in bir sonraki hamlesini belirlemesine olanak tanıdığını ifade etti. Barkin, gelecek birkaç ay içinde enflasyon tarafında iyi göstergeler görecekleri konusunda da oldukça iyimser olduğunu belirtti.
Analistler, ABD'de gelecek hafta açıklanacak enflasyon verisinin de piyasaların yönü açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
Para piyasalarındaki fiyatlamalar Fed'in yılın geri kalanında 3 kez faiz indirimine gidebileceğini gösteriyor.
Resesyon endişeleriyle yüzde 3,66 ile Haziran 2023'ten beri en düşük seviyesini gören ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi bu endişelerin azalmasıyla daha sonra 4 seviyesinin üzerini test etti ve haftayı 15 baz puan artışla 3,94'ten tamamladı.
Geçen hafta ABD'nin 2 yıllık Hazine tahvil faizi de yüzde 3,660'ya kadar geriledi ve Temmuz 2022'den bu yana ilk kez 10 yıllık tahvil faizinin altına indi.
Dolar endeksi yüzde 0,1 gerileyerek 103,1'e düştü.
Geçen hafta altının ons fiyatı yüzde 0,5 azalışla 2 bin 431 dolara gerilerken, Brent petrolün varil fiyatı artışla yüzde 3,1 artışla 79,7 dolara yükseldi.
Analistler, tahvil faizlerindeki yükselişin altının ons fiyatını baskıladığını söyledi. Küresel petrol rezervlerinin çoğunluğunun bulunduğu Orta Doğu'da yükselen tansiyonun ardından çatışmaların daha geniş alana yayılma ihtimali, petrol piyasalarında arz endişelerini besledi.
ABD'de S&P 500 Endeksindeki dalgalanmayı gösteren ve "korku endeksi" olarak da bilinen VIX Endeksi ise 65,70 ile 4 yılın zirvesini görmesinin ardından 23,50 seviyesine düştü.
Resesyon endişelerinin etkisiyle geçen hafta 49 bin dolara kadar gerileyen Bitcoin daha sonra yüzde 36,1 artarak 66 bin 700 dolar seviyelerine çıktı.
New York borsası karışık seyretti
New York borsası, pazartesi günkü satış baskısının ardından diğer günler toparlanma eğilimine girmesine karşın haftayı karışık seyirle tamamladı.
Teknoloji hisselerindeki düşüş öne çıkarken, piyasalardaki yapay zeka rallisinde dikkati çeken şirketlerden Nvidia'nın hisseleri yüzde 2,35 değer kaybetti.
ABD'li teknoloji devlerinden Apple'ın hisseleri de geçen hafta ABD'li milyarder ve yatırımcı Warren Buffett'ın Üst Yöneticisi (CEO) olduğu Berkshire Hathaway'in şirketteki hissesini yarıya azaltmasının ardından yüzde 1,65 düştü.
Diğer büyük teknoloji şirketlerinden Microsoft'un hisseleri yüzde 0,60, Alphabet'in hisseleri yüzde 1,79 ve Amazon'un hisseleri yüzde 0,57 geriledi. ABD'li elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın hisseleri de yüzde 3,69 düştü.
Resesyon korkularıyla bankacılık hisselerinde de düşüş kaydedilirken, Citigroup'un hisseleri yüzde 1,57, Wells Fargo'nun hisseleri yüzde 0,94 ve Morgan Stanley'nin hisseleri yüzde 1,18 düştü.
Devam eden bilanço sezonunda şirketlerin finansal sonuçları da yatırımcılar tarafından takip edilirken, Caterpillar'ın hisseleri, şirketin düzeltilmiş karında artış kaydedilmesinin ardından yüzde 5,42 yükseldi. Uber'in hisseleri de şirketin geliri ve karının ikinci çeyrekte beklentileri aşması sonrası yüzde 16,19 arttı.
Disney'in hisseleri, şirketin finansal sonuçlarının beklentileri aşmasına karşın park birimindeki işletme gelirinin azalmasının ardından yüzde 3,75 düştü.
Bu gelişmelerle geçen hafta Nasdaq endeksi yüzde 0,18 Dow Jones endeksi yüzde 0,60 değer kaybederken, S&P 500 endeksi ise önceki kapanışın hemen üstünde kapandı.
Gelecek hafta pazartesi hazine bütçe dengesi, salı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), çarşamba Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), perşembe New York Fed sanayi endeksi, perakende satışlar, haftalık işsizlik maaşı başvuruları, sanayi üretimi, kapasite kullanımı, cuma konut başlangıçları ve inşaat izinleri ile Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi açıklanacak.
Avrupa borsalarında karışık bir seyir izlendi
Avrupa borsaları, geçen hafta karışık seyretti.
Avrupa'da Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin açıklamaları takip edilirken, ECB Üyesi Olli Rehn, enflasyon eğiliminin yavaşladığına dair güvenin güçlenmesi halinde bankanın faiz oranlarını düşürmeye devam edebileceğini söyledi.
Avrupa'da açıklanan verilere göre, Almanya'da mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, haziranda bir önceki aya göre yüzde 1,4 artarken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 düştü.
Piyasa beklentileri haziran ayında ülkede sanayi üretiminin aylık bazda yüzde 1 artması yönündeydi.
Sanayi üretimindeki artış özellikle otomotiv sektöründeki toparlanmadan kaynaklandı. Ülkede, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat, haziranda bir önceki aya kıyasla yüzde 3,4 azalarak 127,7 milyar euro oldu. Haziranda ihracat geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,4 geriledi.
Piyasalar, ihracatın aylık bazda yüzde 1,5 düşmesini bekliyordu. Almanya'da haziranda ithalat bir önceki aya göre yüzde 0,3 artarak 107,3 milyar euro olurken, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6,4 azaldı. Böylece, Almanya haziran ayında 20,4 milyar euro ticaret fazlası verdi.
Ülkede, haziranda 53,1 seviyesinde olan hizmet sektörü PMI temmuz ayında 52,5'e düştü. Böylece, Almanya'da hizmet sektörü PMI son 4 ayın en düşük seviyesine indi.
Analistler, söz konusu verilerin bölgede mal ve hizmetlere olan talebin zayıfladığını gösterdiğini söyledi. Almanya'da ayrıca temmuz ayına ilişkin TÜFE aylık 0,3, yıllık yüzde 2,3 ile beklentilere paralel artış kaydetti.
Temmuzda eksi 7,3 puan olan Euro Bölgesi yatırımcı güven endeksi ağustosta eksi 13,9'a geriledi.
Bölgede, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), haziranda aylık bazda yüzde 0,5 artarken, yıllık yüzde 3,2 geriledi
Analistler, Avrupa'da açıklanan makroekonomik verilerden gelen karışık sinyallerin bölgede hala ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin devam etmesine neden olduğunu belirterek, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) gelecek ay faiz indirmesine kesin gözüyle bakıldığını söyledi.
Bu gelişmelerle İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,08, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,73 değer kaybederken, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,35 Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,25 değer kazandı.
12 Ağustos haftasında salı ZEW endeksleri, çarşamba Euro Bölgesinde büyüme, İngiltere'de TÜFE, perşembe İngiltere'de büyüme ve sanayi üretimi, cuma Euro Bölgesinde dış ticaret dengesi takip edilecek.
Asya borsaları Hong Kong hariç geriledi
Asya borsalarında geçen hafta Hong Kong hariç satış ağırlıklı bir seyir izlendi.
Japonya Merkez Bankasının (BoJ) faiz artırım döngüsünün girmiş olabileceği yönündeki beklentilerin ABD'deki resesyon endişeleriyle birleşmesiyle Asya borsalarında düşüş eğilimi etkili oldu.
Dünyadaki hiçbir borsanın, son zamanlarda finansal piyasalarda yaşanan çalkantıya Tokyo'daki kadar sert tepki vermediğine dikkati çeken analistler, bu hızlı değer kaybını yenin değer kazanmasına bağladı.
Yıl içerisinde 161,3'e kadar çıkan dolar yen paritesi 142,2 ile ocak ayından bu yana en düşük seviyeyi test etti.
Dolar/yen paritesi haftayı yüzde 0,4 artışla 146,6'dan tamamladı.
Döviz piyasasında özellikle ABD ekonomisinde yavaşlama belirtileri ve Japonya Merkez Bankasının politika faizini 15 baz puan artırarak yüzde 0,25'e çıkarması ve bankanın gelecek birkaç yıl içinde aylık tahvil alımlarını yarıya indirme planını açıklaması, yenin dolar başta olmak üzere diğer para birimleri karşısında önemli ölçüde değer kazanmasına yol açtı.
Yendeki bu artışın, kurumsal karları azaltacağını hesaplayan analistler, bu durumun ülkenin uluslararası sanayi şirketlerinin hisse fiyatlarına da olumsuz yansıdığını bildirdi.
Analistler, Japon yeni borçlanması ile yüksek getirili varlıklara yapılan yatırımların BoJ'un faiz artışı ve Japon yeninin hızla değerlenmesiyle bölge piyasalarındaki satış baskısını tetiklediğini söyledi.
Hem BoJ'un şahinleşmesiyle güçlenen yenin, hem de dünyada artan resesyon endişesinin ihracatçı Japon şirketlerin performansını olumsuz etkileyebileceği endişesi Japonya pay piyasalarındaki satış baskısının derinleşmesinde önemli rol oynadı.
Japonya'nın faiz artırım döngüsüne girmiş olabileceği yönündeki beklentiler, "carry trade"i yeniden gündeme taşıdı.
Analistler, Japonya'nın uzun bir süredir uyguladığı genişleme politikasının ülkede carry trade işlemlerini cazip bir hale getirdiğini belirtti.
Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkan Yardımcısı Shinichi Uchida'nın piyasaların istikrarsız olması durumunda BoJ'un faiz artırımına gitmeyeceğine dair açıklamaları piyasaları bir nebze rahatlatsa da Asya piyasalarında satış baskısı hakim oldu.
Uchida, yurt içindeki ve yurt dışındaki finansal ve sermaye piyasalarındaki gelişmelerin son derece oynak olması nedeniyle mevcut politika faiz oranıyla parasal genişlemeyi şimdilik sürdürmesi gerektiğini belirtti.
Öte yandan Japonya Merkez Bankasının yayımladığı toplantı tutanaklarına göre, bankanın bazı üyeleri politika faizinde daha fazla artış önerdi. Tutanaklarda, fiyat istikrarı hedefine 2025 mali yılının ikinci yarısında ulaşılacağı varsayıldığında, bankanın o tarihe doğru politika faizini nötr faiz oranı seviyesine yükseltmesinin gerektiği belirtildi.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Çin'de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda temmuz ayında yüzde 0,5 artarak beklentileri aştı. Ülkede, TÜFE haziranda yıllım bazda yüzde 0,2 artış kaydetmişti.
Ayrıca Avustralya Merkez Bankası da politika faizini yüzde 4,35'te sabit bıraktı.
Bu gelişmelerle, pazartesi günü 1987'den bu yana en sert satış dalgasını yaşayan Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,46, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 3,27, ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,49 değer kaybederken, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,85 değer kazandı.
Gelecek hafta salı Japonya'da ÜFE, perşembe Japonya'da büyüme ile Çin'de sanayi üretimi ve perakende satışlar izlenecek.
Yurt içi piyasalar ödemeler dengesi verilerine odaklandı
Yurt içinde Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 5,40 düşüşle 9.907,38 puandan tamamlarken, dolar/TL haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,9 üstünde 33,4950 'den tamamladı.
Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın Üçüncü Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada 2024, 2025 ve 2026 yıl sonu enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmediklerini belirterek, "Enflasyonun 2024 yılı sonunda yüzde 38'e gerileyeceğini öngörüyoruz, 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk." dedi.
Gelecek hafta pazartesi iş gücü istatistikleri, salı ödemeler dengesi ve konut satışları, perşembe bütçe dengesi, cuma konut fiyat endeksi ve piyasa katılımcıları anketi takip edilecek.
AA Finans Ödemeler Dengesi Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının haziran ayında 152,4 milyon dolar fazla verdiğini tahmin etti. Ekonomistler, cari işlemler açığının 2024 yılında ise 22 milyar 756 milyon dolar olarak gerçekleşeceğini öngördü.