TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Endonezya dönüşü, uçakta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Kurtulmuş, yeni anayasa konusuyla ilgili olarak, "Yapacağımız anayasayı, milletin anayasası olacak şekilde, yani toplumun büyük çoğunluğunun kabul edeceği ittifakla, konsensüsle çıkarmamız lazım. Bunun için de partiler arasında iyi niyetli bir tartışma zeminin oluşmasına gayret sarf etmeliyiz. Başarabileceğimizi ümit ediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden vazgeçilmeyeceğini dile getiren Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kendi içerisinde, bu beş yıllık uygulamalar çerçevesinde revizyonlar yapılabilir. Tabii ki esas olan, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüş yoktur" diye konuştu.

"Yüzde 50+1 değil de yüzde 40 gibi oranlar telaffuz edilmişti. Sizce burada bir oran telaffuz edilmeli mi?" sorusuna Kurtulmuş, "Ben bir oran telaffuzunu şu aşamada doğru bulmuyorum. Dediğim gibi bu konunun da münferit bir konu olarak ele alınmasını doğru bulmam. Bu konunun, bir anayasa değişikliği kapsamında tartışılabilecek bir konu olduğunu düşünüyorum" yanıtını verdi.

Yüzde 50+1 tartışmalarına yönelik CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları anımsatılarak, "Bu Cumhur İttifakı'nda bir sıkıntıya yol açabilecek süreci aralar mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları ifade etti:

"Hayır açmaz. Başından itibaren Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ile MHP arasında ve özelikle Sayın Cumhurbaşkanı'mız ve Sayın Bahçeli arasında karşılıklı saygıya dayalı fevkalade nitelikli bir diyaloğun sürdürüldüğünü görüyoruz. Bizim baştan beri söylediğimiz; bir pazarlık ittifakı değil, bir ilke ittifakı olarak bugünlere gelindi. Dolayısıyla bunu bir koalisyon, bir pazarlıkların ittifakı, bir al-ver meselesi olarak değil, Türkiye'nin milli meselelerinde, hemen hemen ana meselelerinin tamamına yakınında ortak fikirlere sahip olan iki farklı partinin ittifakı olarak görmemiz lazım.

Hiçbir zaman bir koalisyon tabiri kullanılmadı, hiçbir zaman bir koalisyon algısı, anlayışı içerisinde hareket edilmedi. Bu anlamda tabii ki iki farklı parti, tabii ki bazı konularda öncelikleri farklı olabilir. Ama sonuçta milli meselelerde bugüne kadar hep karşılıklı müzakerelerle görüşerek, konuşarak, mutabık kalınarak bu noktaya kadar gelindi. Ben bir sıkıntı, bir sorun olacağını zannetmiyorum."

Türkiye İşçi Partisinden milletvekili seçilen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay'la ilgili soru üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi: "Meclis kimsenin görev vereceği bir yer değildir. TBMM, milli iradenin tecelligahı olarak 85 milyon milletimizin bütün siyasi farklılıklarının yansıtıldığı, yasaların çıkartıldığı, hatta Anayasa'yı bile değiştirilebilme kudretine sahiptir. TBMM, kendi gündemine sahiptir. Kendi öncelikleri içerisinde nerede, ne zaman, ne adım atılacağını bilir."

CHP'li milletvekillerinin Meclis'teki oturma eylemine de değinen Kurtulmuş, "Meclis, böyle sanki sokakta bir protesto eylemi yapar gibi oturma eylemlerinin yapılabileceği, pankartların açılarak sloganlarla birtakım gösterilerin yapılabileceği bir yer değildir. Meclis'te milletvekillerimiz olabildiğince özgür bir şekilde kendisine Anayasa'nın vermiş olduğu kürsü masuniyetini de kullanarak her türlü konuşmayı yapabilir. Ama bu oturma eylemlerinin bir an evvel sonlandırılmasını ümit ederim" dedi.