Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Marmara Bölgesi Organize Sanayi Bölgeleri ve Sanayicileri İstişare Toplantısı'nda, jeopolitik gerilimler, krizler, salgınlar, tedarik zincirlerinde yaşanan yerini bulabilme arayışı ve oluşturulmaya çalışılan yeni denge mekanizmalarının, yeni meydan okumalarını da beraberinde getirdiğini söyledi.
Ticarette korumacı yaklaşımların yükselişe geçtiğini dile getiren Kacır, "Mevcut tabloda katma değerli, rekabetçi ve sürdürülebilir bir üretim anlayışı daha fazla önem kazanıyor. Güçlü üretim ve teknoloji geliştirme altyapısına sahip ülkeler kalkınma yarışında bir adım önde yer alıyor. Türkiye olarak bu dönüşümü güçlü bir altyapıyla göğüslüyoruz." ifadelerini kullandı.
Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, son 22 yılda sanayide büyük kazanımlar elde edildiğine işaret ederek, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında son 22 yılda sanayi üretimini en fazla artıran ülke olduğunu, etkin AR-GE teşvik sistemiyle de ülkede adeta sıfırdan bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi inşa ederek yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü Türkiye'nin temellerini attıklarını söyledi.
Katma değerli üretim, yeşil ve dijital dönüşüm olmak üzere üç ana sac ayağı üzerinde yükselmesini hedefledikleri bir Türk sanayisi inşa ettiklerini kaydeden Kacır, ikiz dönüşüm olarak adlandırdıkları "Yeşil" ve "Dijital" dönüşüm ile firmaların yatırımlarını uzun dönemli yol haritalarıyla desteklediklerini vurguladı.
Kacır, Dünya Bankası işbirliğinde yürüttükleri "Türkiye Yeşil Sanayi Projesi" ve "Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi" ile 700 milyon doların üzerinde finansmanı sanayicilerin, KOBİ'lerin ve yeşil teknoloji girişimlerinin hizmetine sunduklarını belirtti.
İş gücünün dönüşümünü gerçekleştirmek adına model fabrikalarla sanayici ve emekçileri yalın üretim ve dijital dönüşümle buluşturduklarını aktaran Kacır, ilkini 2018'de Ankara'da faaliyete aldıkları yetkinlik ve dijital dönüşüm merkezlerinin, yani model fabrikaların sayısını kısa sürede 10'a yükselttiklerini bildirdi.
Kacır, "Proje uygulama çalışmalarımız ve verdiğimiz eğitimlerle firmalarımızı sanayimizin dijitalleşme yolculuğuna hazırlıyoruz. Kurulum çalışmaları devam eden 5 yeni model fabrikayla bu örnek tesislerin sayısını 15'e çıkaracağız ve sanayimizin dijital çağa adaptasyonunu güçlü şekilde gerçekleştireceğiz." diye konuştu.
- "Ülkemizin dünyanın önde gelen teknoloji üretim merkezleri arasında yer almasını sağlayacağız"
Bakan Kacır, firmalar ve kamu kuruluşlarının dijital dönüşümüne yönelik sundukları destekleri güçlendirmek amacıyla "Dijital Avrupa Programı"na katıldıklarını belirterek, "Sanayi, KOBİ'ler ve kamu kurumlarının dijital dönüşümünde kritik rol üstlenmek üzere ülkemizden 5 konsorsiyum, 'Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri' ağına dahil oldu." dedi.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası işbirliğinde, 300 milyon avro finansman desteğini KOBİ'lerin gerçekleştireceği dijital dönüşüm projelerine sunduklarını dile getiren Kacır, şöyle devam etti:
"Sanayimizin rekabet gücünü artıracak, yüksek teknolojili ve katma değerli üretimi sürdürülebilir ve sürekli kılacak destek enstrümanlarımızı sanayicimizin ihtiyaçlarına ve koşullara uygun olarak sürekli güncelliyor, devreye alıyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programımız ile yüksek teknoloji yatırımları için AR-GE'den seri üretime destek mekanizması uyguluyoruz."
Kacır, Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı ile dış ticaret açığının yüzde 85'ini oluşturan 284 ürüne yönelik yatırımlara uygun koşullarda finansman sağladıklarına dikkati çekerek, "Merkez Bankamızın 300 milyar liralık kaynak tahsis ettiği bu program kapsamında, bu yıl yatırım büyüklüğü 239 milyar lirayı aşan 28 projenin işlemlerini tamamladık." bilgisini aktardı.
HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, rüzgar türbini gibi stratejik alanlarda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları Türkiye'ye kazandırma noktasına geldiklerini bildiren Kacır, şunları kaydetti:
"Kararlılıkla hayata geçirdiğimiz Milli Teknoloji Hamlemiz ile Türkiye Yüzyılı'nda sanayimizi, üretim altyapımızı katma değerle ve yüksek teknolojiyle besleyerek güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin dünyanın önde gelen teknoloji üretim merkezleri arasında yer almasını sizlerle beraber sağlayacağız. Bizler, ülke kalkınmasında pay sahibi olan üretici ve sanayicilerimizin her daim yanında yer alarak en büyük destekçileri olmaya devam edeceğiz. Elbette üretim deyince ülkemiz ihracatının yüzde 60'tan fazlasını gerçekleştiren Marmara Bölgemiz ayrı bir başlıkta değerlendirilmeyi fazlasıyla hak ediyor."
- "Sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 2 katına çıkarmayı önemli bir hedef olarak görüyoruz"
Bakan Kacır, nitelikli iş gücüyle lojistik bağlantılarıyla ve sahip olduğu yüksek potansiyelle Marmara Bölge'sine büyük bir önem atfettiklerini belirterek, bölgede kimyadan tekstile, otomotivden makineye uzanan geniş bir yelpazede büyük başarılara imza atmış ve küresel değer zincirlerinde önemli roller üstlenen firmalara ev sahipliği yaptıklarını söyledi.
Eylül ayında OSB yönetmeliğinde yaptıkları reform niteliğindeki değişikliklerle sanayicilerin yatırım yerlerine erişimini kolaylaştırdıklarını aktaran Kacır, "Kural bazlı, şeffaf bir yönetişim inşa edecek yeni modelle, her ayın ilk pazartesi günü tüm OSB'lerimizde bulunan boş sanayi alanlarını yatırımcıların tahsis başvuruları için çevrim içi platformda erişime açıyoruz. Yeni kurulan OSB'lerimizde ise hızlı kamulaştırma ve altyapı inşası için ihtiyaç duyulan kaynağı oluşturmak üzere ön tahsis uygulamasını da aynı kurallar çerçevesinde yürütüyoruz." dedi.
Kacır, tahsise açılan yatırım yerlerinin yüzde 30'una sadece 3 ayda yatırımcı talebi yönelmiş olmasının ne kadar doğru bir adım attıklarının ispatı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"OSB'lerde izinsiz devir işlemlerine karşı sıkı tedbirler aldık. Arsa tahsis süreleri dolmuş ancak ilgili OSB tarafından henüz tahsis iptal işlemi gerçekleştirilmeyen katılımcılara yatırım süreçlerini tamamlayabilmeleri için bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıla kadar süre uzatımı imkanı sunduk. Ayrıca Yeni OSB kurulumları ve genişleme alanlarında stratejik yatırımlar için yüzde 15 alan ayrılmasını sağladık. OSB'lerde çalışanlarımız için sosyal alanlar ve konut alanları da oluşturarak sanayileşmeyi topyekün daha da güçlendiriyoruz."
Planlı sanayileşme yolculuğunu hayata geçirecekleri pek çok program ve projenin olduğunu ifade eden Kacır, daha çok planlı sanayi oluşturmayı, sanayi alanlarının büyüklüğünü iki katına çıkarmayı önemli bir hedef olarak gördüklerini söyledi.
- "Nihai amacımız insanımızın refahını artırmak, ülkemizin kalkınmasını hızlandırmak"
Bakan Kacır, plan ve stratejilere yön verecek, Ulusal Sanayi Alanları Master Planı'nı ilgili bakanlıklar ile işbirliği içinde hazırladıklarını dile getirerek, master planın ilk faz çalışmaları kapsamında, Samsun-Mersin hattındaki 18 ilde toplam 34 potansiyel sanayi alanı tespit ettiklerini ve bu alanların büyüklüğünün Türkiye'deki tüm OSB'lerin toplam büyüklüğünden fazla olduğunu belirtti.
Mevcut OSB'lerin ortalama büyüklüğünün 336 hektarken, master plan kapsamında üzerinde çalıştıkları alanların ortalama büyüklüğünün bunun 10 mislinden fazla olduğuna işaret eden Kacır, "Bu çalışma ile birlikte stratejik değeri olan ulusal ve bölgesel yatırımlar için altyapısı hazır, sosyal çevresiyle birlikte planlanmış mega endüstriyel parklar oluşturmayı hedefliyoruz. Önemli bir hedefimiz de Marmara Bölgesi'nde yoğunlaşmış ve deprem riski bulunan sanayi tesislerimizin yeni yatırımlarla önümüzdeki dönemde Anadolu'ya taşınmasını hızlandırmak. Bölgesel kalkınma adına Anadolu'da atacağımız her adım, her yatırım, büyükşehirlerimize ilave nüfus yönelimini yönetebilmek adına da en önemli enstrümanlardan biri." diye konuştu.
Kacır, planlı sanayi alanları oluşturmayı, OSB'ler, endüstri bölgeleri, mega endüstriyel parklar kurmayı amaçladıklarını dile getirerek, "Ama özünde bütün bunlar nihai amaç değil. Nihai amacımız insanımızın refahını artırmak, ülkemizin kalkınmasını hızlandırmak. Sanayi bölgelerinin çevresel ve ekonomik açıdan bölgesel ve ulusal kalkınmaya katkı sunmasını sağlamak adına üretim ekonomisi temelli bir yaklaşımla hareket ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "KOBİ’lerimize çalışan sayısı başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi sağlayacağız"
Dünyada imalat sanayisinde ve ihracat siparişlerinde beklentilerin daralma yönünde olduğu bir dönemde olunduğunu aktaran Kacır, fiyat istikrarını önceleyen Orta Vadeli Program doğrultusunda yürütülen programın iç pazarda büyüme düzeyine yansımalarının da olduğunu söyledi.
Kacır, enflasyonla mücadelenin uzun vadede yakalanan istikrar sayesinde sağlıklı büyümeyi destekleyeceğini ifade ederek, "Halihazırda ekonomi programımızın oluşturduğu güven ve buna bağlı öngörülebilirlik seviyesindeki artış sayesinde dış kaynak girişi artıyor. Dezenflasyon sürecinin önümüzdeki dönemde sürmesiyle birlikte finansman maliyetlerimizde de önemli düşüş göreceğiz." diye konuştu.
Kalıcı refah artışını sağlamayı hedefledikleri ekonomi programını ve bu doğrultuda hayata geçirdikleri politikaları tüm kurumlarla eş güdümlü şekilde sürdürmeye devam edeceklerine dikkati çeken Kacır, "Fiyat istikrarını öncelediğimiz yeni dönemde yatırımların aksamaması için pek çok önlemi de aldık. Elbette daha fazla adımı da yine hep birlikte atma arzusundayız. Ekonomi programımızın emek ve istihdam yoğun sektörlerdeki etkisini en aza indirecek yeni projeler için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." şeklinde konuştu.
Kacır, yıllık 37 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştiren ve 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde üretim ve istihdamı muhafaza etmek adına gelecek ocakta KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz hafta Bursa'da ifade ettiği üzere, 2024 yılının iş gücü düzeyini 2025 yılında da koruyan KOBİ'lerimize çalışan sayısı başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi sağlayacağız. Teşvik sistemimizde kapsamlı bir revizyon için çalışmalarımızda sona geldik. Ülkemizin uzun vadeli hedefleriyle teşvik mekanizmalarımızı daha güçlü hizalayan yeni teşvik modelimizle de yatırımcılara selektif ve program bazlı olarak cazip teşvikler sunacağız. Yalın bir yaklaşımla oluşturduğumuz yeni modelle birlikte teşvik sistemimizin seçiciliğini, yerel odağını ve destek etkinliğini artıracak önemli değişiklere gidiyoruz. En önemli adımlarımızdan biri de yatırımlar için finansman desteklerini ciddi düzeyde artırmak olacak. Yakın bir zamanda yeni sistemin detaylarını kamuoyuyla paylaşacağız. Daha büyük, daha güçlü, müreffeh bir Türkiye için sizlerle bir ve beraber olmaya devam edeceğiz."