Yapımcılığını ve yönetmenliğini Engin Altan Düzyatan'ın üstlendiği, dünyada plastik ve mikroplastik kirliliğinin yol açtığı sorunları konu edinen "Sen de Fark Et" belgeselinin lansmanı Feriye'de gerçekleştirildi.
SOCAR Türkiye'nin ana sponsorluğunda, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) işbirliğinde DenizBank'ın desteğiyle hayata geçirilen belgesel, 3 bölümden oluşuyor ve toplam 90 dakika sürüyor.
Çekimleri 6 farklı ülkede gerçekleştirilen belgeselde, plastik atıkların yolculuğu ve çevreye etkileri takip edilerek, plastik atık tehlikesi konusunda kitlesel farkındalık oluşturmak hedefleniyor.
SOCAR Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Elchin Ibadov, Türkiye'nin en büyük entegre sanayi grubu olarak Türkiye'de tüketilen petrokimya ürünlerinin yaklaşık yüzde 12'sini ürettiklerini söyledi.
Ibadov, bir farkındalık projesine destek olma konusunda sorumluluk hissettiklerinin altını çizerek, "Ortaya bence çok güzel bir çalışma çıktı. Projede plastik tüketimini azaltmak, tekrar kullanmak ve döngüsel ekonomiye kazandırma ile ilgili üç basamaklı bilinç arttırma çalışmasının bir parçası olduğumuz için oldukça mutluyuz." dedi.
Türkiye'nin sürdürülebilirlik hedeflerinin gerçekçi ve uygulanabilir olduğuna işaret eden Ibadov, şunları kaydetti:
"Karbonsuzlaşma temel hedefimiz. Sıfır karbona gitme hususunda çok önemli zorluklar var. Bulunduğumuz sektör hasebiyle de bunu değerlendirebiliriz. Mümkün olduğu kadar o karbon seviyesinin azaltılması, plastiğin tekrar üretim sürecine geri kazandırılmasıyla ilgili hedefimiz var. Üçüncüsü de tabii ki yeşil finansman. Çünkü bir noktadan sonra sürdürülebilir kaynaklara yönelmemek sizin için bir masraf olmaya başlıyor. Dolayısıyla yeşil finansman hedeflerini de zamanında ve gerçekçi olarak tutturabilirsek, bu da bizim diğer aktivitelerimizi yapmamıza destek olacaktır. Bu anlamda hem bize hem de bu şekilde işini planlayan diğer sektör temsilcilerine de başarılar diliyorum."
"Bireysel olarak harekete geçmemiz gerekiyor"
Yapımcı, oyuncu ve aktivist Engin Altan Düzyatan ise ilk belgeseli "Sen de Tanık Ol"da dezavantajlı toplumların temiz suya ulaşamamalarını ele aldığını, "Sen de Fark Et" de ise modern toplumların sahip oldukları suya nasıl davrandıklarını, sulardaki mikroplastik oranlarını keşfetmek için yola çıktıklarını dile getirdi.
Düzyatan, su kaynaklarının dünyanın her yerinde mikroplastiklerle kirletildiğine dikkati çekerek, "Uzak Asya'ya gittik. Malezya, Endonezya, Filipinler ve aynı zamanda bu konuda dünyanın en iyi ülkesi Japonya'ya gittik. Orada da en iyiyi gördük. Kamikatsu diye bir kasabada sıfır atığa ulaşmışlar. Çöplerini 65 parçaya ayırıyorlar. Bu belgeselde şunu fark ettik ki maalesef sularımız mikroplastiklerle kirleniyor. Bunun için bireysel olarak harekete geçmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Bireysel farkındalıkların önemine de değinen Düzyatan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Artık iş gerçekten bizden geçmiş durumda. Bir şekilde çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmak için uğraşıyoruz. Hızla bir çözüm bulmazsak maalesef onlar da kendi çocuklarına 'nasıl daha iyi dünya bırakabiliriz' diye çalışacak. Ben umutsuz değilim. Sonuçta bir yandan da bilim ilerliyor. Bundan 5 yıl önce şöyle başladığımda mikroplastikleri temizleyebilecek bir çözüm yoktu. Şu anda maliyetli de olsa suda temizlenebilecek bir çözüm bulundu. Bu bireysel uyanışların bir şekilde hızla olması gerektiğini de vurgulamamız gerekiyor."
Düzyatan, belgeselin çekim sürecinde çok enteresan manzaralarla karşı karşıya kaldığını da belirterek, bu konuda özellikle çocuklarda bireysel farkındalıkların ve eğitimin geliştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Gösterim öncesinde Engin Altan Düzyatan'ın yanı sıra SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, SOCAR Türkiye CEO'su Elchin Ibadov, DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO'su Hakan Ateş konuşma yaptı.
"Sen de Fark Et" belgeseli hakkında
Dubai'de gerçekleşen iklim değişikliği zirvesi COP28'de ilk kez gösterilen belgesel, "Azalt, Yeniden Kullan, Geri Dönüştür" ilkesiyle daha temiz bir geleceğe doğru adım atılması gerektiğini vurguluyor.
Çekimleri Tayland, Malezya, Filipinler, Japonya, İngiltere ve Türkiye'de gerçekleştirilen belgeselin yapım süreci 4 yılda tamamlandı.