Ankara Devlet ve Opera Balesince (ADOB) sahnelenen Zorba balesi, 29 Nisan Dünya Dans Gününde prömiyer yaptı.
Usta yazar Nikos Kazancakis'in dünyaca ünlü romanından sahneye uyarlanan Zorba, Mikis Theodorakis'in müziği, Lorca Massine'nin libretto ve koreografisiyle Opera Sahnesinde yeniden seyirciyle buluştu.
Zorba balesi, farklı kökenlere ve geçmişlere sahip karakterlerin, müzik ve dans aracılığıyla birbirlerine yakınlaştığı bir hikayeyi anlatıyor. Kültürler arası etkileşimi, anlayışı ve sevginin gücünü aktaran eser, dansın insanlığın ortak duygularını paylaşma kabiliyetindeki gücünü de vurguluyor.
Şef Sunay Muratov'un ADOB orkestrasını, İvan Pekhov'un ADOB korosunu yönettiği temsilde, "Zorba"yı Eren Keleş, "John"u İlhan Durgut, "Marina"yı Sultan Erol, "Manolies"i David Khozashvili, "Madame Hortance"yi Serapsu Yaşar canlandırdı; temsilde solist sanatçı olarak Ferda Yetişer görev aldı.
Kostüm tasarımını Tülay Şimşek'in, ışık tasarımını Fuat Gök'ün, bale başkoreografisini Almula Özlem ve bale başöğretmenliğini Elif Gözde Fırat'ın üstlendiği 2 perdelik temsilin sonunda, Ankaralı sanatseverler sanatçıları dakikalarca ayakta alkışladı.
Dünya prömiyeri 1988'de yapıldı
Zorba, Türkiye'de ilk kez Ankara Devlet Opera ve Balesince 2010'da sahnelenmişti. Eser, Ankara'da en son 2018-2019 sanat sezonunda seyirciye sunulmuştu.
Dünya bale repertuvarında 1988'de İtalya'nın Verona şehrindeki prömiyeriyle yer edinen eserin konusu şöyle:
"John isimli bir Amerikalı, küçük bir Yunan kasabasına gelir. Etkilendiği ve parçası olmak istediği kültürün cazibesine kapılarak, güzel bir dul olan Marina'ya aşık olan John, Marina'dan da karşılık bulur. Yabancı birine aşık olduğu için Marina'ya köylüler karşı tavır alır. İki aşığa, John'un dostu Zorba sahip çıkar. Çift, kimsesi olmayan, ancak güçlü ve özgür bir adam olan Zorba'nın sayesinde aşklarını yaşama fırsatı bulur. Zorba, John'u köylülerin elinden kurtarırken Marina, intikam peşinde koşan kalabalığın kurbanı olur."